Türkiye'nin Ulusal Kutup Seferleri'nin başında yer alan Burcu Özsoy, zorlu iklim şartları altındaki çalışmaları ve başarısıyla "Buzulların Kaşifi" olarak da dikkati çekiyor.
İTÜ Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burcu Özsoy, ilk Antarktika Bilim Seferi'ne, 2006-2007 yıllarında Amerikalı ve İsveçli bilim insanlarıyla katıldı.
Doktorası için bu seferde bulunan Özsoy, Antarktika'da deniz buzu-iklim değişimi etkileşimine ilişkin çalışmalar yaptı.
TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü Müdürlüğünü ve TÜBİTAK MAM Başkan Yardımcılığı görevlerini yürüten Özsoy, 2020 yılından sonra gerçekleştirilen 4, 5 ve 6. Ulusal Antarktika Bilim Seferi'nin de koordinatörlüğünü üstlendi.
Prof. Dr. Burcu Özsoy, Güney Okyanusu Gözlem Sistemi'nin Bilimsel Yürütme Kurulu üyeliğinin yanı sıra 2020 Newton Fonu Ödülleri Bilimsel Komitesine seçildi.
2020 Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Genç Bilim İnsanı Ödülleri Programı'nda kutup çalışmalarıyla ödül alan Özsoy, 11 Şubat Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü kapsamında Antarktika'ya yaptığı bilim yolculuğunu, "Türkiye Bilimsel Araştırma Üssü" kurmak için yürüttükleri çalışmaları ve zorlu kıta şartlarına nasıl uyum sağladıklarını anlattı
"MARS'A GİDEMEM AMA ANTARKTİKA'DA ÇALIŞABİLİRİM"
ABD'de yaptığı doktora çalışmasında hocasının "uydu görüntüleri yardımıyla Antarktika'daki deniz buzları veya Mars üzerine çalışabileceğini" söylediğini dile getiren Özsoy, o günlerdeki karar aşamasını şöyle anlattı:
"Hocam bana 'Hangisini çalışmak istersin uyduyla?' dedi. Ben de şöyle düşündüm, uydu görüntüleriyle bu çalışmaları yapabilirim ama bir uydu görüntüsü çalışması yaparken muhakkak yersel gözlemler, ölçümler ve değerlendirmelerle uydu görüntülerinin doğrulamasının yapılması gerektiği için Mars'a gidemem ama Antarktika'ya gitme şansım olur. Bu umut ve düşünceyle Antarktika'yı seçtim. O seçim benim için bir dönüm noktası oldu."
Prof. Dr. Burcu Özsoy, bu tercihi yaptıktan sonra 2006'da ABD'deki Antarktika ekibine katıldığını, ilk seferini yaparken o sırada 3 yaşında olan oğlundan ayrı kalmanın kendisine zor geldiğini belirtti.
"DENİZ BUZU DİYE SIÇRAMAYA BAŞLADIM"
Antarktika'ya ayak basmaktan duyduğu heyecanı dile getiren Özsoy, şöyle konuştu:
"Hep kitaplarda, makalelerde, bilim insanlarının söylediği o deniz buzunu ilk kez görünce köprü üstünde 'Deniz buzu, deniz buzu' diye sıçramaya, zıplamaya başladım. Tabii kaptan gülümsedi. Çok heyecanlandım ve benim için de artık görev başlamıştı. O andan itibaren deniz buzlarının içinde seyir yaptığımız tüm süre içerisinde deniz buzlarını kaydedip kalınlıkları, genişlikleri, kapladığı alanlar, üzerindeki kar tabakası gibi bilgileri de tespit edip kayıtlarımı aldım."
"DENİZDE VE KARADAKİ BUZULLARDA CİDDİ ERİME VAR"
Prof. Dr. Özsoy, Antarktika'daki bilimsel çalışmalarının başlama noktasının iklim değişikliği olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Antarktika'daki deniz buzlarında, karasal buzullarda çok ciddi erimeler var. Buzullar, karasal buzullar koptuğunda da denize, okyanusa entegre olduğunda deniz su seviyesi artıyor ve çok ciddi kilometrelerce büyüklüğündeki buz dağları seyir açısından tehlike yaratıyor. Deniz buzlarına baktığınızda kuzeydeki deniz buzlarının üçte biri tamamıyla yok oldu. Türkiye ve bütün dünyayı aslında ele alacak olursak her sene sıcaklık rekorları ardı ardına geliyor. Bu durumda da dünyanın iklim değişikliğinde geldiği noktadan kutuplar en fazla etkileniyor. Etkilenen kutupların yansımasını biz artık şiddetli fırtınalar, dolu, yağmur, sel felaketi, ağaçların iyice kuruması, nemini tamamen kaybetmesiyle orman yangınlarının ekstrem koşullara varması şeklinde yaşıyoruz."
Antarktika'da bugüne kadar donmuş bütün buzulların katmanlar halinde olduğuna dikkati çeken Özsoy, "Bu katmanlarda en tepeden en derine indiğinizde bizi geçmiş yıllara götürüyor. Antarktika'da 3 bin metreye indiğinizde tam 1 milyon yıl geçmişte donmuş buz tabakasına ulaşıyorsunuz. Yani dünyanın geçmişini ve bugününü çalışıyorsunuz. Gelecekte bizi neler bekliyor onu görüyorsunuz." dedi.
"ANTARKTİKA, KENDİ HİKAYESİNİ YAZIYOR"
Antarktika'ya 8 kez gittiğini kaydeden Özsoy, kıtaya ilk doktora öğrencisi, ikincisinde sefer lider yardımcısı, üçüncüsünde ise lider olarak gittiğini vurguladı.
Antarktika'ya gidişlerde artık oturmuş bir süreç olduğunu ancak stresin hiçbir zaman bitmediğini dile getiren Özsoy, şöyle devam etti:
"Antarktika için hazırlık 12 ay süren, zor ve stresli bir süreç. Antarktika'ya hiçbir zaman hazırım diyemiyorsunuz. Çünkü tecrübe orada işe yaramıyor. Hava bozabiliyor, gemi rota değiştirebiliyor. Ayrıca ister istemez bir de sorumluluk yüklenince... Nedir bu sorumluluk? Türkiye'nin her seferde yapmayı planladığı bilimsel çalışmalar var. Antarktika seferlerimize dahil olan Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Harita Genel Müdürlüğü, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı gibi kurumlar var. Aynı zamanda üniversitelerin kabul edilmiş projeleri var. Yani Antarktika'ya biz her seferinde bir misyonla ve yapılacak bilimsel çalışmalarla gidiyoruz. Bu senenin planlarında bile planladığımız gün ne uçuş gerçekleşebildi ne gemi tam beklemesi gereken noktada bekleyebildi. Antarktika'da hava kuralları geçerli. Her zaman kendi hikayesini kendi yazıyor. Biz de ona uyuyoruz."