İşin Türkçesi

Araştırma sonucuna göre Türkiye’nin çocuk yetiştirme algısı belirlendi

GENEL

Çocuklara Eşlik Etme Sanatı kitabının yazarı ve Aile Danışmanı Hilal Çorbacıoğlu’nun yorumladığı ve Areda Survey tarafından bin 100 ebeveyn ile yapılan araştırmada çarpıcı sonuçlar çıktı. Teknolojinin aile içi iletişime etkisinden, çocukla birlikte geçirilen süreye kadar birçok başlığı kapsayan çalışma doğru bilinen yanlışları da gün yüzüne çıkarıyor.

Araştırma şirketi Areda Survey’in çocuk-ebeveyn ilişkisine yönelik yaptığı çalışmada, teknolojinin aile içi iletişimdeki etkisi, anne ve babaların çocuğun karakterine etkisi ve mükemmel ebeveynlik soruları CAWI yöntemiyle bin 100 kişiye yönlendirildi. Aile Danışmanı ve Yazar Hilal Çorbacıoğlu’nun sonuçlarını yorumladığı araştırmada Türkiye’nin çocuk yetiştirme algısı üzerine ilginç bulgular ortaya çıktı.

Çocuklarla gün içerisinde 2 saatten az ilgileniliyor

Kaliteli zaman çocuk ve aile iletişimine katkıda bulunan ebeveyn ve çocuğun keyif duyduğu bir atmosferi içeren zaman dilimidir. Başka bir deyişle çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal gelişimine katkı sağlayacak eğitici, öğretici, eğlendirici faaliyetler ile vakit geçirmektir. Ailelere "Çocuğunuzla günde kaç saat ilgileniyorsunuz?" sorusu yöneltildiğinde yüzde 41, 1 oranında iki saatten az çocuklarıyla ilgilendikleri belirtildi. Bu sonuçla ilgili olarak Çorbacıoğlu “Ailenin çocuğuyla zaman geçirmesi onu daha iyi tanıyıp analiz etmesini sağlar. Aynı zamanda çocuğunda aileyi değerlendirmesini, ailenizin kurallarını öğrenmesini ve buna uygun davranışlar geliştirerek ebeveynlerini model almasına vesile olur. Uzun zaman geçirmek değil, kaliteli ve iletişimi güçlü tutarak vakti değerlendirmek her zaman önceliğimiz olmalı” dedi.

Teknoloji aile içi iletişimi etkiyor

Araştırmada katılımcılara “Teknolojinin aile içi iletişiminizi etkileme düzeyi nedir?” sorusuna yüzde 51,6 etkiledi cevabını verirken, yüzde 27,4 ne etkiledi ne etkilemedi, dedi. Ailelerin yüzde 24,6’sı çocuklarıyla ilgilenirken dahi telefonun yanlarında olduğunu belirtti. Çorbacıoğlu “Çocukla geçirilen vakitte özellikle telefon kullanımımızı azaltmalı ve çocuğumuza odaklanmalıyız. Teknolojiden yararlanmalı ancak aile içinde kuracağımız güçlü iletişim bağını etkilemesine izin vermemeliyiz. Burada özellikle telefon ya da sosyal medya detoksu uygulamak birlikte geçireceğimiz vakti daha değerli kılmaya yardımcı olacaktır” tavsiyesinde bulundu.

Babalar çocuklara yeterli zaman ayırmıyor

Araştırma kapsamında katılımcılara yöneltilen evde çocukla en çok kim ilgileniyor sorusuna yüzde 77,3 oranında çocukla annenin ilgilendiği, yüzde 16, 0 babanın yüzde 6,7 dede-ninenin ilgilendiği ortaya çıktı. Çorbacıoğlu “Evlerde hala çocukla ilgili sorumlulukların ağırlığı annenin üzerinde. Çocuklara Eşlik Etme Sanatı kitabımda da bahsettiğim gibi, biz çocuklarımızın hayatına eşlik ediyoruz. Anne ya da babanın burada üstlenmesi gereken roller eşit dağılmalı, bu çocuğun gelecekteki yaşamında kendi ailesini kurarken de ona rol model olacak” açıklamasında bulundu.

Katılımcıların yüzde 61,4’ü çocuklarının mesleğini seçmek istiyor

Araştırmada ‘’Çocuğunuzun gelecekteki mesleği ile ilgili bir hayaliniz var mı?” sorusunu katılımcıların yüzde 61,4’ü evet cevabını verirken, hayır diyenlerin oranı yüzde 38,6 oldu. Çorbacıoğlu “Çocuk boş bir levha değil aksine kendine özgü yetenekler ve fıtri bir donanımla dünyaya geliyor ve ebeveyn olarak bizler keşşaf gibi bakmalı onun bunları keşfetmesine yardımcı olmalıyız. Gelecekteki mesleği onun kendine özgü yetenekleri ve fıtri bir donanımı çerçevesinde şekillenecek” dedi.

Çocuğun karakteri davranışınızla değişebilir mi

Ebeveynlere “Çocuğunuzun karakterini davranışlarınızla değiştirebileceğinizi düşünüyor musunuz?” sorusuna yüzde 54,1’i evet cevabını verirken yüzde 45,9’u hayır cevabını verdi. Çıkan sonuçla ilgili olarak Çorbacıoğlu, “Çocuklar beğendiği, model aldığı birisine benzemek amacıyla da davranışları çok kolay kopyalayabilirler. Davranışın altındaki niyet ne olursa olsun çıkış noktası, dikkat çekme noktası yeni davranış şeklinde olmalıdır. Bir çocuğa ‘sorumsuzsun’ demek yerine,” bu konuda daha sorumlu davranabilirsin değil mi?” demek, anında sonuç vermese bile dikkati sorumlu olmaya, yapabilirliğe ve yeni davranışın çocuk tarafından mümkün görülmesine çekecektir” yorumunda bulundu.

Nesilden nesile büyüklerin izinde

Katılımcılara yöneltilen “Çocuğunuzu yetiştirirken en fazla kimden etkileniyorsunuz?” sorusuna yüzde 48,6 aile büyüklerinden etkilenirken, yüzde 21,4 arkadaşlarından, yüzde 18,6 profesyonel destekçilerden etkileniyorlar cevabı verildi. Ailenin çocuk yetiştirmedeki etkisi bir kez daha ortaya konuldu.

Çocukların kararları önemli

Çorbacıoğlu, “Çocuğa sadece bir şeyler söyleyerek nasihatlar vererek, söz dinleterek kurulan tek yönlü iletişim, aslında iletişim değildir. Çocukların da duygu düşüncelerine kararlarına önem vermek onların düşüncelerinin yetişkinler için değerli olduğunu hissettirmek onlarda özgüven oluşturacaktır” açıklamasında bulunurken araştırma kapsamında katılımcılara yöneltilen “Ailecek bir şeye karar verirken çocuklarınızın fikrini alır mısınız?” sorusuna yüzde 81,7’si çocuklarının fikirlerine önem verdiğini belirtti.

Mükemmel ebeveyn yoktur

Katılımcılara ‘Mükemmel ebeveyn var mıdır?’ sorusu yöneltildiğinde yüzde 76,6 hayır cevabını verirken yüzde 23,4 evet dedi. Çorbacıoğlu, “ Pek çok insan mükemmel ebeveynlik efsanesine inanır, ideal anne ve baba mutlu, iyi, sorunsuz çocukları yetiştirir. Aslında mükemmel bir ebeveyn ya da mükemmel çocuk diye bir şey yoktur. Her ebeveynin çocukları ile ilgili yönetmekte zorlandıkları ev işlerini yapmaktan kaçınmak, kardeş kıskançlığı, tablet veya telefon karşısında fazla vakit geçirmek gibi davranış sorunları vardır” dedi.

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.