Çocuklara, kadınlara ve kendini savunmayacak durumda olan dezavantajlı bireylere karşı işlenen cinsel istismar ve şiddet eylemleri, toplumsal huzur ve güven ortamını bozduğu gibi dini ve ahlaki değerlerimize de zarar vererek bizleri insani vasıflardan uzaklaştırmaktadır.
Güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilmiş bir Peygamberin ümmeti olan, bu sorumluluk ile yüce dinimiz İslam’ı yaşamak ve yaşatmak yükümlülüğünde olan bizler, insanın yaşam ve vücut dokunulmazlığı hakları temelinde sahip olduğu hukukunu da korumakla yükümlüyüz.
Bu itibarla kimden, nereden, hangi yapıdan geldiğine bakmaksızın, millet varlığının teminatı olan çocuklarımızı korumak, karşılaştıkları haksızlıkları ve maruz kaldıkları istismarı en ağır ve net bir şekilde cezalandırmak, bunun için de meşru ve hukuki tüm imkanları kullanmak, kamu gücünü kullanan yargı erkinin elinde olmakla birlikte masum ve savunmasızların hakkının teminini sağlayacak tedbirleri almak ve özeni göstermek de bizim sorumluluğumuzdadır.
Biz çocuklarımıza, kadınlarımıza ve milletimize karşı ahlaki ve insani temelli, ailevi ve toplumsal yükümlülüklerimizi yerine getirdiğimiz müddetçe sapkınlıklar ve hukuksuzluklar bertaraf olacak, millet varlığı huzur ve güven içerisinde muhafaza edilecektir.
Çocuklarımıza, kadınlarımıza ve dezavantajlı vatandaşlarımıza karşı gerçekleştirilen tüm hukuksuzlukları, istismarları ve zulmü şiddetle reddediyor, faillerin ıslahını ve hakettikleri cezaları bir an önce almalarını temenni ediyorum.