MHP Sakarya İl Başkanı Ahmet Ziya Akar, 3 Mayıs Milliyetçiler Günü müsasebetiyle paylaştığı basıl bildirisinde şu ifadelere yer verdi:
"İkinci Dünya Savaşı’nın başında, Alman Devletinin Avrupa’da güçlü olduğu sıralarda, dönemin hükûmeti Almanlarla yakın ilişkiler kurmak için Kafkasya ve Türkistan Türkleri üzerinden bir siyasi çıkarım elde etmek istemiş, bunu da Turancılık fikrine dayandırma gayreti içinde olmuştur.
Hatta dönemin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu 5 Ağustos 1942 tarihinde Meclis kürsüsünde “Biz Türk’üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve laakal bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz. Ve her vakit bu istikamette çalışacağız” şeklindeki beyanıyla siyasetini Türkçülük fikrine dayandırmıştır.
Ancak savaşın seyrinin Almanya aleyhinde değişmesi, hükümetin Türkçülüğü kısa vadeli politik bir argüman olarak ele aldığı gerçeğini de gün yüzüne çıkarmıştır.
Sovyet Rusya sına yakınlaşmak ve hatta şirin gözükmek adına Türk milliyetçiliği fikrinden uzaklaşarak komünist söylem ve eylemler gösteren hükümet anlayışı, Nihal Atsız tarafından dönemin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu’na yazılan mektuplarla şiddetli bir şekilde eleştirilmişti.
Milli şuuru haykırırcasına yapılan eleştirileri hazmedemeyen hükümet anlayışı baskılarını arttırma eğilimiyle birlikte kışkırtılan yazarlar eliyle Atsız hakkında ceza davası açılmış, milli şuur yargı baskısıyla sindirilmek istenmiştir.
Söz konusu yargılamanın 3 Mayıs 1944 tarihli duruşması sonrasında milliyetçi öğrenciler Ankara’da düzenlendikleri protesto ile fikri anlamda verilen mücadeleyi harekete dönüştürmüş, böylece Türk milliyetçiliği fikri için bir dönüm noktası da aşılmıştır.
Fikri anlamda özümüzü savunmak yerine baskıcı bir anlayışla Türk milliyetçiliği fikrini susturmak niyetinde olan dönemin yönetimi, devam eden süreçte içlerinde Başbuğumuz Alparslan Türkeş Beyefendinin de bulunduğu 23 Türk milliyetçisini “nizam düşmanlığı, gizli cemiyet kurmak, hükûmeti devirmeye çalışmak” gibi mesnetsiz suçlamalarla tutuklatmış ve böylece İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesinde 29 Mart 1945’e kadar 65 oturum halinde sürecek olan meşhur “Irkçılık – Turancılık” Davası başlamış, sonuçta tüm sanıkların beraat ederek aklanacağı fakat Türklük şuurunun siyasi mülahazalarla yok edilmek istendiği kara bir dönem Türk milliyetçilerine reva görülmüştür.
Türk milliyetçiliği fikrinin, ülkü sahibi bir hareket olarak ortaya çıkışı ve bu hareketin millet nezdinde siyasi bir irade olarak varlığı, Türk milliyetçiliği fikri üzerine bina edilmiş olan son devletimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk sonrasında akamete uğratılmak istense de Atsız hoca gibi nice milli aydının emeği ve Milliyetçi Hareketin banisi Başbuğ Alparslan Türkeş Beyefendinin kurucu liderliği ile Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin koruyucu liderliğinde, Ruhi Kılıçkıran’dan Fırat Yılmaz Çakıroğlu’na dek uzanan silsilede varlığını Türk varlığına adamış şehitlerimizin manevi desteği ile ebed müddet devam edecektir.
Bu itibarla Türklük şuurunu yaşayan ve yaşatan her bir serdengeçtinin Milliyetçiler Gününü tebrik ediyor, Türk milletinin varlığı için kendi varlığını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum."