SİYASET / 2016-10-18 10:34:58
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Başika, bekamızın kilit noktalarındandır; terk etmek, boşaltıp dönüş yapmak kabus demektir. Türkiye, meşru müdafaa hakkını kullanmak durumundadır. Irak Başbakanı İbadi ister kabul etsin isterse etmesin, büyük devlet olmanın vakar ve haysiyeti bunu gerektirmektedir."dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şunları söyledi:
"Önüne geleni kapan, ardına geleni tepen, işine geleni öven sütü ve soyu karmakarışık olanlar milletimizi anlayamayacaklardır. Türk deyince yüzü asılan, nefesi daralan, dili damağına yapışan batılın yedekçileri ölüm kusmak için yarış içine girmişlerdir. Bunlar zulmü egemen kılabilmek için, yaylım ateşinden vazgeçmemiştir.
Terörizm bu çerçevede kullanıma gelmiştir. Zalimler terörle tükeneceğimizi sanıyorlar. Pes edeceğimizi, geri çekileceğimizi düşünüyorlar. Bu nedenle insani değerlerini tamamen aldırmış piyonlarla saldırıyorlar. Çok şükür bu aziz milletin şehitler tepesi boş değildir. Şehitler kervanına katılan evlatlarımız oldukça Türkiye sapasağlam duracaktır.
Şehit haberleri hepimizi kahretmektedir. 9 kahramanımız geçen hafta şehit olmuştur. Terörizmle mücadele süreci ne kadar acı ve maliyetli olsa da dayanacağız, düşman kuşağını yaracağız; başka seçeneğimiz yoktur. Terörün panzehiri, birlik ve dayanışmanın canlı tutulmasıdır. Türk milletini bölme, Türk vatanını bölüşme hayali kuranların hevesi kursaklarında kalacaktır. Türk milleti aslından, neslinden, kökünden, kültüründen kopmayacak, koparma çabasında olanlara da asla göz açtırmayacaktır.
Ülkemiz bekaa düzeyinde risk ve tehditlerle karşı karşıyadır. Türkiye'nin de içinde bulunduğu geniş coğrafyalar diken üzerindedir. Küresel senaristlerin yoğun uğraş ve faaliyetleriyle Ortadoğu tümden kilitlenmiştir.
Mezhep kamplaşma devasal coğrafyayı karanlığa gömmüştür. Suriye'nin dümeni bozuktur. Halep feryat figan içinde kan ağlamaktadır. Hastaneler, yardım konvoyları hedef alınmaktadır. Devasal kültür merkezi vandalların yağma ve talanına katılmıştır. Halep'in baskı ve zulümden kurtulması acil ve zorunludur.
Meseleye bakışımız yabancıların bakışı gibi olamayacaktır. Halep'in kader çizgisiyle, Anadolu'nun istikbal rotası ayrı ve uzak değildir. Kaderimiz örtüşmektedir. Halep emniyette değilse, Gaziantep tehdit altındadır. Türkiye'nin komşu ülkelerde yaşanan savrulmalara müdahil olması kaçınılmazdır.
Tam tersi durum ülkemizi daha pasif hale sokacaktır. Dünyanın diğer ucundan Ortadoğu'ya kalkıp gelen ülkelerin, Türkiye'nin çağrı ve taleplerine kulak tıkaması işgüzarlıktır. Komşu ülkelerin geleceklerinin tayin yetkisini kendisinde gören aymazlar, zalimler kafilesidir. Ortadoğu'da hesap yapan, çetele tutan, kanlı ambargo tutan malum ülkelerin sahtelikleri, yalanları bardağı çoktan taşırmıştır. Bunlar İslam alemine fitne aşılamıştır.
İslam toplumlarının artık Haçlı projelerinin ablukasından sıyrılıp belini doğrultması elzem hale gelmiştir. Bölge halklarının geleceği buna bağlıdır. Türkiye'nin içe kapanması mümkün olmadığı gibi doğru da değildir. Sorumluluklar, ABD istedi, Almanya buyurdu, Fransa zorladı diye yok sayılmayacaktır. Belirlenmiş yüksek ve milli siyaset duruşunu coğrafyadan alır. Son vatanımızda yaşıyor olmamızın bir jeopolitiği vardır.
Bunların çarpıtılması, sadece komşu ülkelerle ilişkilerimizin kesilmesine yol açmayacak, vatanımızı kaybetmemize sebep olacaktır. Misaki Milli muhteşem dirilişin belgesidir. Geri çekilme akışına son vermek için Misakı Milli'nin kaleme alındığı bir gerçektir. Türkiye bu şuura sahip oldukça Şam'la, Halep'le, Musul'la, Kerkük'le ilgilenecektir. Kanadımız kolumuzu tahrip ettiler taarruzla cevap verdik.
Hayallerimiz bir oldu özlemlerimiz bir, kıblemiz bir oldu inancımız bir. Elifi görse mertek sananların bunları idrak etmesini beklemiyoruz. İfadelerimizi millet sahiplensin, Türkiye'yi yönetenler bilsin bize yetecektir. Daha önce söyledim, anlamlandırmada güçlük çekenlere tekrar hatırlatıryorum. Misakı Milli mülkü millettir.
Uzun bir süredir konuşulan Musul operasyonu devreye alınmıştır. 2 yıla aşkın süredir Musul canilerin kontrolündedir. Gözü dönen bayraklarında siyahlık kadar gönülleri kararan teröristler Musul'a kastetmiştir. Türkiye'ye karşı ileri geri konuşan Irak Başbakanı İbadi, ilk saatlerinde zafer vaktinin geldiğini duyurmuştur.
İbadi, Musul'a sadece Irak ordusu ve polis güçlerinin gireceğini söylemiş, ülkemize hadsizce pozisyon hatırlatması yapmıştır. Musul'u bir avuç IŞİD'li çapulcuya bırakan İbadi'nin komşuluk hukukuna riayet etmediği açıktır. Bunlar hem kel, hem foduldur. Bize göre Musul'dan IŞİD'in sökülüp atılması mutlak suretle şarttır.