Milliyetçi Hareket Partisi Sakarya il başkanı Muhammed Levent Bülbül haftalık olağan basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.
29 EKİM KUTLU OLSUN
Toplantının başında yaklaşan 29 Ekim Cumhuriyet bayramı ile ilgili mesajlar veren il başkanı Bülbül
“Kuruluşunun 94. Yılında hür ve bağımsız şekilde hayatına devam eden devletimize milletimize daha nice doksan yıllar, yüz yıllar, bin yıllar nasip olur diye ümit ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşunda emeği geçen canlarını feda eden hizmetleri ile tarihe geçen bütün şahsiyetleri ve aziz şehitlerimizi başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere saygı ve minnetle yad ediyoruz.”
Cumhuriyetimizi ve onunu kuruluşunu hafife alan hiçbir anlayışın Türk milletinin içerisinde itibar görmesinin mümkün olmayacağını ifade eden Bülbül,
“Türk milleti için çok büyük öneme sahip olan bu devletin kuruluş felsefesine ve ruhuna aykırı ve ona düşmanca tavır içerisinde olanların Türk milleti tarafından hakkıyla değerlendirileceğini ve Allah’ın izniyle bu milletin ne aklında ne fikrinde ne geleceğinde yer bulamayacağını bir kez daha buradan dile getirmek istiyorum. ”dedi.
ZİYA GÖKALP’İ UNUTMADI
İl başkanı, “Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda devletimizin Cumhuriyetimizin fikri temellerinin atılmasında büyük emeği olan büyük Türk milliyetçisi, sosyolog, fikri ve dava adamını ölümün 93. Yılında rahmet ve minnetle yad ediyorum” diyerek Ziya Gökalp’i andı.
KERKÜK GELİŞMELERİ MEMNUNİYET VERİCİ
İl başkanı Kerkük meselesine değindi;
“Türkiye’nin ve dünyanın gündeminde olan en önemli meselelerden bir tanesi Kerkük ve Kuzey Irak’taki ortam ve siyasi durumdur. Bu hususlarda Türkiye Cumhuriyeti’ni dikkatli olmak, tarihten gelen sorumluluklarımızı da göz önüne alarak sıkı bir şekilde gelişmeleri takip etmek ve bu konuya müdahil olmak yönünde taleplerde bulunan Milliyetçi Hareket Partisi, 25 Eylül sözde referandumu sonrası Irak’ın kuzey bölgesinde ortaya çıkan durumun 2003 yılından önceki siyasi duruma denk gelecek bir hal almasını büyük memnuniyetle karşılamıştır.
Oradaki devlet kurma hayalleri içerisinde olan emperyalizmin o bölgedeki maşalarını, kökeni ve mezhebi ne olursa olsun çok uzun bir süre büyük bir sükûnete ve hayal kırıklığına sürüklemiştir. İnşallah Türkmenlerin ve Türk milletinin de aleyhine olabilecek bu girişimin sonuçsuz kalması onlara tarihten gelen bir gerçeği hatırlatmakla kalmamış, gelecekte girişecekleri benzer eylemlere de bir daha tevessül edilmemesi noktasında çok önemli mesaj vermiştir.
Son gurup toplantısında genel başkanımızın ifade ettiği üzere Kerkük Irak’ın toprak bütünlüğü içerisinde değerlendirilmesi gereken bir meseledir. Biz bunu önemsiyoruz ve Irak’ın toprak bütünlüğü anlayışı içerisinde bu durumun çözülmesini talep ediyoruz. Türk ve Türkmen şehri olan Kerkük’ün de tarihi gerçek ve demografik yapı itibari ile özel bir statüye kavuşturulmasını, bunun özenli ve hakkaniyet çerçevesinde yapılmasını sayın genel başkanımız yine aynı gurup toplantısında belirtmiştir.
Burada ifade etmek gerekir ki bizim özel statü talebimiz batının veya emperyalist güçlerin özel statü talepleri gibi değildir. Bunun merkezinde Türk ve Türkmen şehri Kerkük anlayışı yatmaktadır. Bu anlayışın olduğu yerde hiçbir emperyalist hayal ve kötü niyetli tavır burada var olamayacaktır.
ABD ADINA ÇALIŞANLAR
İl başkanı son dönemde ABD ile ilişkileri değerlendirdi;
“Son dönemde ABD ile vize krizi ile artan gerginlik sizin de yakından takip ettiğiniz gibi ABD’nin bir telefonun iade edilmesi hususunda verdiği nota ve yine bu süreçte Osman Kavala ve Şaban Kardaş isimli şahısların gözaltına alınmasıyla devam eden gelişmeler ABD ile olan ilişkilerimizi gerginliğin tavan noktasına erdirmiştir.
Anlaşılıyor ki bu kişiler ABD ile beraber çok farklı ilişkilerin içerisine girmiş veya girdiği ciddi şüpheler uyandıran kişilerdir. Bu ilişkilerle, ortaya çıkacak gerçekler Türkiye’nin güvenliği ve geleceği açısından önemli hususlardır. Sayın genel başkanımızın dediği gibi bu konuların sonu nereye varıyorsa varsın araştırılıp Türkiye Cumhuriyetine kim zarar vermişse hukuk çerçevesinde cezalandırılmasını talep ediyoruz. “
TÜRK MİLLETİNİN DÜŞMANLIĞINI TALEP ETMEKTEN HERKES KAÇINSIN
İl başkanı Bülbül ABD’nin uzun zamandır Türkiye’ye karşı dostane tavırlar içinde olmadığını söyledi;
“İŞİD/DEAŞ adlı terör örgütünden başka bir terör örgütüne PKK’ya geçen Rakka’da katil başı Apo posterlerinin asılması ABD tarafından kınandı. Bizim bu kınamayı Türk milleti olarak “bakın ABD bunu kınadı nasıl güzel bir dostuz” dememizi bekliyorlar galiba. Burada ABD’den bir dostluk görmediğimiz ve bu coğrafyada Türk milletinin geleceği için dostane tavırlar olmadığı gibi, düşmanca tavırlar gördüğümüz ve bu hususlarda adeta bizi köşeye sıkıştırırcasına yaptığı hamlelerin Türk milleti tarafından dikkatten kaçmadığını belirtmek isterim. Özellikle 15 Temmuz sonrası gerçekleşen hadiselerin terörist başı Öcalan’ın ve aynı zaman FETÖ başı Gülen’in iadesi ile ilgili süreçlerde ABD’nin takındığı tavırlar Türkiye’ye dost olmadıklarını açıkça göstermiştir.
Biz binlerce tırla beslediği PKK/PYD/YPG’yi orada bizim başımıza bela edecek olan ABD’nin bu tavrının dostluğa değil düşmanlığa yönelik olarak gelecekte bize çok önemli sıkıntılar yaratacak gelişmeler olduğunu ifade etmek istiyoruz. Türk milletinin sevgisini kazanmak çok önemlidir ama düşmanlığını hiç kimsenin talep etmemesi bu konuda düşmanlığından kaçınılması gerekir diye düşünüyoruz. Kimse kendini çok yükseklerde çok güçlü görmesin bu coğrafyada Türk milletinden bağımsız hiçbir işin gerçekleşmeyeceğini herkesin bilmesini istiyoruz.”
VİLAYET KURUMLARI KAMPÜS PROJESİ
Devlete ait hizmet binalarının yerleri ile ilgili yıllardır yaşanan sıkıntıların çözülmesi için proje önerisini tekrarlayan Bülbül, sessiz kalan muhataplara seslendi;
“Arkadaşlar geçen hafta Sakarya’da özellikle devlet dairelerimizin, adalet sarayımızın yeri ve konumu ile ilgili mevcut sıkıntıları dile getirmiştik.
Sakarya’nın merkezinde 130 dönümlük bir arazi bulunduğunu ve bu arazinin Savunma Bakanlığı’na ait olduğunu, ağır bakım fabrikası olarak geçen bu arazinin dört merkez ilçenin tam merkezinde bulunan bir konumda ve bütün Sakarya’nın mülki sınırları değerlendirildiğinde merkez ve ulaşım açısından büyük kolaylık arz etmesi dolayısı ile yeni yapılacak adliyenin, vilayet binasının emniyet müdürlüğünün bu arazi içerinse inşa edilmesini, bu arazinin bu binaların inşası için gayet yeterli olduğunu, bunun etrafında bölge adliye mahkemesinin vergi dairesinin ve ileride yapılacak olan Büyükşehir Belediyesi ek hizmet binasının birbirine komşu ve çok yakın oluşunun Sakaryalılar açısından büyük memnuniyet oluşturacağını belirtmiştim.
Tekrar etmek isterim ki Sakarya’ya bunu yapacak kişi gerçekten hayırla yad edilecektir.
Bu konuda gerek yerel yönetimlerin gerekse şehrin merkezi yönetiminde söz sahibi olabilecek milletvekillerimizin ve iktidarın bu konuda desteğinin temin edilmesinin büyük önem arz ettiğini yine geçen hafta ifade etmiştim. Bunun hilafında bir projeyi sunabileceğimiz böyle bir merkezde arazi yok. Bu araziyi görmezden gelip bu yapıları şehrin 35-40 km ötsene taşımak hatta şuan yapılan Kuzey Marmara Otoyolu’nun ötesine taşımak, bu meselelerin 40-50 yıl süre ile bir daha açılmasını imkânsız hale gelmesi demek olacaktır.
SAKARYALILAR BU ÇİLEYİ ÇEKMEK İSTEMİYORLAR
Proje ile Sakarya halkının rahata kavuşacağını belirten Bülbül durumu şu şekilde izah etti;
“Sakaryalılar bu çileyi çekmek istiyorlarsa ben bir şey demiyorum. Fakat burada gerçekleştirilebilecek olan bir şey var, bu hizmet binaları şehir merkezindeki bu araziye yapıldığı taktirde Sakaryalı binaların birbirine yakın olacağı için daha rahatlıkla ulaşabilecek ve kolaylıkla hizmet alabilecektir.
Şehrimizde ulaşım sıkıntısının hat safhaya çıktığı bu günlerde günümüz teknoloji ve mimarı imkânlarıyla böyle yerlerin yapılması Sakarya ya katma değer olarak geri dönecektir.
Bugün Sakarya’da bu problemi her şekilde yaşıyoruz, bugün gidiş geliş toplam 35 km tutan mesafede, valilik, adliye ve diğer birimler yer almakta Sakaryalı buraya ulaşmakta büyük bir eziyet çekmektedir. Biz Camili’de mevcut binaların boşaltılması ile oraları terk edelim anlayışında değiliz. Orayla ilgili teklifimiz; konuşulan ikinci üniversitenin kampüs binasının mevcut vilayet ve adliye binalarının dönüştürülmesi ile değerlendirilebileceği kanaatindeyiz. O bölgeye bu şekilde daha fazla hareketlilik geleceğini düşünmekteyiz.
Bu şehrin hizmet alanlarının merkezde yer alması son derece doğrudur ve isabetli bir çalışma olacaktır. MHP olarak gerek siyasi partileri gerek STK’ları bu meseleye eğilmeye davet ediyoruz. Mesele önemlidir. Adalet Sarayı’nın yine Camili tarafına yapılması noktasında çalışmalar şuan devam ediyor. Vilayet aynı yerde kalırsa adalet sarayının yenisi oraya yapılırsa Sakaryalı bu sıkıntılarla 50 yıl daha boğuşmak zorunda kalacaktır.”
MUHATAPLARDAN NEDEN SES YOK?
Geçen hafta da bu ihtiyacı ve çözüm önerisini dile getirdiğini belirten Bülbül başka bir durum mu var diye sordu;
“Geçen hafta bunu dile getirmiş olmamıza rağmen hala bu 130 dönümlük arazi ile ilgi dişe dokunur bir yanıt gelmemiştir. Şimdi bende şunu merak ediyorum bu 130 dönümlük arazi ile ilgili başka bir hesap ya da başka bir düşence mi vardır da kimse bu işi değerlendirme noktasına dahi almıyor.
Bu arazi valilik ve adliye gibi ihtiyaçlar için savunma bakanlığından talep edilirse izin alınabileceğini biliyoruz. Bugün ki koşullarda bunun yapılabileceğini biliyoruz. O zaman soruyorum niye yapılamıyor isabetsiz bir tercihimdir, bundan daha isabetli ne yapılabilir oraya, bu konuda ilgili ve muhataplardan bir açıklama bekliyoruz. Sakarya’da illa şehrin dışına bu işleri taşımak marifet olmaz. Bu konuyu lütfen gündemde tutalım arkadaşlar. Yoksa Sakaryalı üç dört vasıta ile buralara ulaşmak için çaba sarf eder durur. “
DEPREM SONRASI YATIRIMLAR DOĞRU YAPILMADI
Şehirn yatırımlarının deprem sonrasında düzgün planlanmadığı söyleyen Bülbül şunları ekledi;
“Mevcut yerlerin bu şekilde kalması için gerekli yatırımlar zamanında yapılmış olsaydı belki bunu bu şekilde bugün ifade etmezdik. Depremden itibaren geçen süreç Sakarya için iyi değerlendirilememiştir. Bakın geçen hafta yine dile getirdik hafif raylı sistemin Sakarya’da trafik yoğunluğunu ulaşımda kaybedilen zamanları telafi edecek bir iş olarak hafif raylı sistemden bahsettik.
Büyükşehir belediye başkanı buna olumsuz bakmadığını fakat bunu maliyet hesabından bahsetmişler. Daha önceki yıllarda da hep öne sürdükleri şey budur. Oysa buralar hizmet noktalarıdır. Kamu yararının olduğu işlerde doğrudan kar mantığıyla hareket etmek doğru değildir. Bu yatırımı yapmak ve sonrasında Sakarya’nın gelişimini takip etmek gereklidir. Şuan ki taşınan yolcu sayısından hareketle bu hesabı yapmak doğru değildir. Bugün özel aracı ile yolculuk yapanların neden bunu tercih ettiğini ve yarın kolay erişim sağlandığında özel araç sayısının düşüp bu kişilerin hafif raylı sistemle toplu taşımaya yöneleceğini hesap etmek gereklidir. Sakarya’da trafiğin rahatladığı ve ulaşım sıkıntısının ortadan kalktığı yerde sadece yolcu sayısından değil özel araçlarla yapılan yolculuktan doğan kayıpların milli servet noktasındaki kayıplarında yarın geri gelebileceğini ve azalacağını düşünmek gerekir ve buna dair Sakarya’da buna dair atılım yapılması gereklidir. “
SAKARYA TRAFİK SORUNU VE ÇÖZÜMÜ
Sakarya’da yaşanan trafik sorununu dile getiren Bülbül çözüm önerisi karşı üretilen bahanelerin yersiz olduğunu kalem kalem izah etti;
“Bugün Düzce’de ve Kocaeli’de hafif raylı sistem çalışmaları hızla yürümektedir. Sakarya 1 milyon nüfuslu bir büyükşehir olarak bu şehrin merkezine hafif raylı sistemi hak etmektedir. Sakarya nüfuzu 100 bini aşkın üniversiteyi aşmış bir üniversite şehridir. Doğu batı istikametinde kuzey güney istikametinde Sakarya’ya yapılacak bu raylı sistem Sakarya için büyük bir hizmet olacaktır ve bunu yapanları biz Sakaryalı olarak alkışlayacağız bağrımıza basacağız. Fakat bunu geçiştirmek önümüzdeki yönetim dönemlere havale etmek Sakarya’ya yapılacak bir iyilik değildir. Önümüzdeki yerel seçimler 2019’dadır.Sakarya’nın bunu bekleyecek durumu yoktur trafik şişmiştir, ulaşım büyük problemdir Sakaryalı çok kısa mesafelere dahi ulaşmakta problem çekmektedir. Biz okyanusta değil derelerde boğuluyoruz. Bununla birlikte Sakarya tam bir büyükşehir hüviyetine erişecektir. Bu çalışmalar Sakarya için önelidir ve büyükşehir belediyesinin de bu hizmeti verebilecek gücü vardır.”
YAĞMUR YAĞAR ISLANIRIZ
Her yağmurda Sakarya caddelerinin ve kaldırımlarının geçilemez bir vaziyet aldığını söyleyen Bülbül şikayetleri diler getirdi;
“Son olarak bugün yağmur yağdı görüyorsunuz, yağmur yağınca bütün arkadaşlarımızdan özellikle bayan arkadaşlardan “kaldırımlarda yürümekte dahi zorluk çekiyoruz” diye şikâyet söz konusu oluyor. Kaldırımlarda bulunan boşluklar oluşan su birikintileri üzerinizin kirlenmesine sebep olacak şekilde durumlar oluyor yağmur yağdığında bunların kontrol edilerek önlemlerin alınması mümkün dahilinde olduğunu düşünüyoruz. Su giderlerinin su oluklarının kaldırımların yağmur yağdığında gözlemlenerek ortadan kaldırılmasını yerel yönetimlerden talep ediyoruz.
Değerli Basın Mensupları aracılığı ile tüm Sakarya halkına saygılarımı sunarım.”
HABER
MİLLİ FİKİR