Son birkaç gündür Türk ordusunun Kandil’e gireceği yönünde haberler gündeme oturdu.
Hükümet net bir şekilde tarih vermese de sanırım bölgede uzun süredir yapılan operasyonlarla bu işin alt yapısı tamam gibi gözüküyor. Güvenlik uzmanlarının açıklamaları bu gidişatı destekler nitelikte.
Tabi, son zamanlarda birçok konuda olduğu gibi, Kandil meselesi ile ilgili de milletimizin beklentisi yönünde bir gelişme olduğu için, bu işte bir bit yeniği var algısı ile durum kirletilmeye çalışılıyor.
Afrin’e girmeden önce de benzer söylentiler çıkmıştı hatırlarsanız. Neden girecekmişiz? Ucuz kahramanlık peşindeymiş birileri, Afrin şehir merkezi birden nasıl boşaltılmış gibi ihanet derecesinde bir bakış açısı. Lanet olsun.
Şimdi aynı dil, Kandil için bir seçim hamlesi diye söylüyor. Maalesef bazı iyi niyetli arkadaşlarda buna inanıyor.
Ben böyle olmadığını düşünüyorum. Hatta biliyorum.
Şöyle ki; Kasım ayında bir iş için Hakkari Şemdinli ilçesi Derecik bölgesine gitmiştim.
Burası Türkiye’nin Kuzey Irak sınırında ki en uç bölge.
İki gece orada kalıp hem işimizi halletmiş hem de bölgede bazı incelemeler yapmıştım.
Daha önce Şırnak’ta askerlik yaparken, bölgeye karşı edindiğim askeri tecrübe ile araziyi ve askeri yapılanmaları incelediğimde, 10 yıl öncesine göre çok ciddi değişiklikler söz konusuydu.
Bunların detayına girmeyeceğim. Fakat bölgede yapımı başlayan sınır güvenlik yolları, bölgeyi kontrol altına almak ve güvenliği sağlayarak devletin her noktaya çok daha kolay şekilde ulaşması hedeflenerek birkaç yıl önce ortaya koyulmuş bir kararın sonucu gibi duruyordu.
Nitekim, akşam güvenlik uzmanı Mete Yarar bir programda Kandil bölgesinin temizlenmesinin üç yıl önce askeri ve istihbarat uzmanları tarafından hazırlanan raporlar kapsamında başlayan bir durum olduğunu beni doğrular şekilde ifade etti.
Mete Yarar o cümleyi tamamladığı an, aklıma ben Hakkari’den döndükten sonra bölgedeki bir arkadaştan aldığım telefon konuşması canlandı. Arayan arkadaşım Türk ordusunun Derecik ’ten 20 km içeri girdiğini ve çok yoğun operasyonlar yaptığını belirtmişti.
Kısaca şunu demek istiyorum, Kandil operasyonu bir seçim yatırımı değil 7 Haziran sonrası başa gelen akılların mevzuyu fark ederek ani şekilde ortaya koydukları terörle mücadele azminin, yıllardır ülkemize kan kusturmuş ve bir simge haline gelmiş olan Kandil’e Türk bayrağının dikilmesi ile zirveye çıkacağı bir husus olmuştur.
Bu harekât bizi son derece memnun etmekle birlikte Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar’ın altını çizdiği husus bu konunun can damarıdır. Ağar’ın, Kandil’e yapılacak operasyonda bölgenin kolay boşaltılamayacak şekilde bir planlama yapılması ve aynı zamanda önceden Kandil’de olan militan yoğunluğunun kaydığı Sincar ve Suriye’de ki PKK varlığına karşı eş zamanlı bir operasyonla gerçekten istenilen sonuca erişilebileceği düşüncesine katılmamak elde değil.
Beklentimizi bu yönde yeniliyor bir kademe daha yükseltiyor ve Türk ordusuna bu noktada sonuna kadar güveniyoruz.
Mübarek gün duam odur ki, Kadir Gecesi Kandil’e girilsin!
Kandil yakılarak Miraç gecesi Müslümanları bombalayanlara, Ramazan arifesinde çoluk çocuk katleden ve bizim bin yıllık kardeşliğimizi bozmak isteyen bu şer odaklarına karşı bin yıllık bir darbe vurulsun. Neden olmasın o Kadir gecesi ki bin yıla bedel değil mi?
Kadir gecesi Kandil’e girecek komutan ne güzel komutan, Kandil’i yakacak asker ne güzel askerdir.
İnanıyorum ki Resûlullah efendimiz onlarla olacak, ayette müjdelediği üzere “Allah atacak” Türk ordusu muzaffer olacaktır.
Bu düşünceden gayri düşünceler içerisinde olanların, Edirne’yi Enver alacağına Bulgar alsın diyen hainlerden, İzmir’e Mustafa Kemal gireceğine Yunanlılarda kalsaydı diyen devşirmelerden farkı yoktur.
Allah Kadir gecemizi şimdiden hayırlı etsin.
Bin yıllık kardeşliğimizi bu vesile ile binle çarpsın milyona çıkarsın.
KADİR GECESİ KANDİL YAKILSIN
Paylaş