Malum üzere hepimizin en çok haşır neşir olduğu şeylerden biridir para.
Belki haftanın birkaç günü harcamalarımızı, bakiyemizi, kart borcumuzu varsa birikimimizi kontrol ederiz. Çoğumuz ay sonunu zor çıkarırız. Kredi kartlarıyla yaptığımız taksitli alışverişler sebebiyle bir sonraki ayın maaşından bile yemeye başlayanlarımız olur.
Peşin para ile alamayacağımız birçok şeyi taksitli almak bizi kısa vadede ihtiyaçlarımızı gidermek noktasında rahatlatsa da o çevrime bir kere girdik mi çıkamayız. Adeta birer modern köleye dönüşüveririz. Ayağımız yerine cüzdanımızdaki kredi kartından zincirlenmişizdir günümüz dünyasının hep itiraz edip değiştirmek istediğimiz düzenine.
Bir araba, bir ev alacak olsak; babana bile borç verme gibi sözler birbirimize karşı olan güven sinyallerimizi son seviyesine kadar düşürmüş olduğundan, dönüp dolaşıp bankanın yolunun tutarız.
Bire bilmem kaç vererek belki bir ömür içinden çıkamayacağımız bir sisteme dahil oluruz. Hem bu dünyamızı hem ahiretimizi kendi ellerimizle sıkıntıya sokarız.
Keşke insanlarımıza destek verecek devlet kontrolünde vakıflar olsa, zaruri ihtiyaçlarımızı temin etmek için buralardan belli teminatlar karşılığında borç para alabilsek. Kim bilir belki bir gün.
Borç para bulmanın haricinde para ile ilgili başka bir problemimiz daha var.
Fazla paramızı nasıl değerlendireceğiz?
Maalesef bu konu ile ilgili de sıkıntılarımız yok değil. Malın mı var derdin var sözü nakit paramızla alakalı da geçerlidir.
Çoğumuz iş beklentimizle ilgili: Masa başı olsun, karışanımız görüşenimiz olmasın, mesaisi olmasın, şirket telefonu, şirket arabası olsun vs. gibi istekler içinde olduğumuzun yanı sıra, kenarda fazladan duran paramızı da bir zorluk çekmeden çoğaltmak arzusundayızdır.
Tabi bu arzu içerisindeyken isteriz ki paramız güvende olsun, asla değer kaybetmesin. Ancak mevcut paraya para katmak için dahi bir emek gerektiğini hep kulak arkası ederiz.
İşte bu noktada varlık içerisinde gül gibi geçinip gidip yarın hesabımızı da ona göre verebilmek varken, aynı borçlanırken yaptığımız hatayı burada da yaparız. Hem bugünümüzü hem ahiretimizi sıkıntıya sokacak işlere gireriz. Yukarıda bahsettiğim güven meselesinden dolayı birinin işi görülsün diye borç verme işine de yanaşmayız.
Bazılarımız paranın yok olma veya çalınma ihtimaline karşı bankaların yolunu tutar faize yatırırız. Faizi dert etmeyenlerin hesap bakiyeleri az bir oranla da olsa artar.
Faizi dert edenler ise faizini alır birilerine dağıtır. Böyle yaptığımızda dinen kendimizi hesaptan düşeriz kafamıza göre.
Ancak yukarıda bahsettiğim ev almak için bankaya olan ihtiyaç sahibine, bizim günah diye faizini kullanmadığımız bankada ki paramız, faizi ile geri alınmak üzere borç olarak verilir bize sorulmadan.
Paramız ile başkası yıllarca sömürülerek içinde olmadığımızı düşündüğümüz bir faiz sistemi arka planda çalışır durur bizden habersiz.
Daha kısa sürede daha çok kazanmak isteyip dini olarak sıkıntı olmayan bir yol arayanların bazıları da güya girişimcilik yaparak birtakım zincirlere dahil olurlar ki, amaçları aslında yine oturdukları yerden para kazanmaktır.
Aslında girişimcilik demek yanlış “kolaycılık” desek daha doğru sanki.
Neredeyse on yılda bir ülkemizde kolay para kazanmak isteyenlerin akın ettiği bir girişimcilik öyküsü hüsranla son buluyor.
Bunlardan sonuncusu “Çiftlik Bank” oldu.
Tekrar yaşayarak tecrübe ettik ki emek sarf etmeden para kazanmak pek mümkün değildir.
Ancak ben parası olan ve paraya ihtiyacı olanların birlikte değerlendirildiği, bu dünyada ve ahirette kazandıracak bir sistem önermek istiyorum: Allah (c.c.) adına yardım etmek.
Sistemin açılımı basit: İhtiyaç sahiplerine geri almak veyahut karşılıksız olmak kaydı ile destek olmak.
Bu sistem benim bulduğum bir sistem olmayıp Allah (c.c) tarafından Kuran’ı Kerim’de Müslümanlara bildirilen davranışlar arasındadır.
Allah (c.c.) sıkıntısı olanlara yardım ettiğimizde bizim de bir sıkıntımızı gidereceğini, malımızın mülkümüzün bereketinin artacağını gerek ayetler gerek efendimiz (s.a.v.) vasıtası ile bize bildirmiştir. Üstelik kaza ve belalardan korunmak içinde bir yoldur insanlara maddi yardım yapmak. Hem bu dünyanızı hem ahiretinizi kurtaracak hem çalışmadan paranızın bereketini artırarak bize ferah bir hayat sunacak hem de size kaza sigortası yapacak bir sistem. (Tabi bunların hepsi sadece sizin yardımınızla değil Allah’ın dilemesi ile olacak şeylerdir, gayret bizden taktir, kaza ve kader Allah’tandır.)
Bakın ne güzel bir din İslam.
Sadece belden aşağıya konuların kasti olarak gündeme getirildiği, milletimizin içinde yine faklı operasyonlar yapılmaya çalışıldığı bu zamanlarda İslam’ın bu güzelliklerinin anlatılarak ön plana çıkmasını ümit ediyorum.
Yüzde çoğunluğu Müslüman olarak övündüğümüz canım ülkemde İslam’ı bilmediğimiz ve yaşamadığımız için ne kadar çok konuda karmaşa ve kayıp içerisindeyiz görmemiz gerekiyor.
Allah’ın selamı üzerinize olsun.
KOLAY PARA
Paylaş