Hendek ilçesi Yukarıçalıca Mahallesi mevkiinde yaklaşık 15 dönüm üzerine kurulu havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020’de saat 11.15’te meydana gelen ve yaklaşık 50 kilometre mesafeden, kentin birçok noktasından duyulan patlamalarda 7 kişi hayatını kaybederken, 128 kişi yaralanmıştı. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ile Hendek Cumhuriyet Başsavcılığınca patlamayla alakalı soruşturma başlatılmıştı. Soruşturmayı yürüten Hendek Cumhuriyet Başsavcılığınca olaya ilişkin hazırlanan fezleke, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş, 7 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti. Davanın üçüncü celsesi bugün görüldü.
Ali Rıza Coşkun Ergenç’in dışarıda bulunduğu süre zarfından müştekilere şikayetçi olmamaları konusunda baskı yaptığını ifade eden bir takım müştekilerin avukatı Can Atalay, Ali Rıza Ergenç Coşkun’un de tutuklu olarak yargılanmasını belirtti. Söz alan diğer müşteki avukatları, duruşmada dinlenilen tanıkların beyanları sonrasında fabrikadaki işleyişin yanlış olduğunun ortaya çıktığını, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devam etmesini ve mahkemenin de kısa sürede sonuçlanmasını talep etti.
Sabotaj iddiasını hatırlattı
Sabotaj iddialarını hatırlatan sanık Y.C.’nin avukatı Abdurrahim Burak, “Biz bu iddialar için belgeleri ilk celsede teslim ettik. Bu konuyu ifade ettik fakat kimse üzerinde durmadı. Bu konunun araştırılmasını talep ediyoruz. Beyanlarında şikayetçi olan müştekilerin bir çoğu 10 yılı aşkın süredir bu fabrikada çalışıyor. Muska, torpil, fişek bölümlerinde hiçbir patlama yok tekrar keşif yapılmasını talep ediyoruz. Patlamanın olduğu bölümlerde çukurlar oluştu fakat bu bölümlerde binalar bile ayakta” dedi. Diğer sanık avukatları ise tutuklu olarak yargılanan sanıkların tahliyesini talep etti.
Tahliyesini istedi
Tutuklu sanık Y.C., hakkında denetim yapılmadığı, fazla mal üretildiği ve patlamanın ihmal sonucu olduğu yönündeki iddia ve beyanlara cevap vererek yalanladı. Mahkeme heyetinin müdahalesi sonrası salonda çıkan tartışmanın sona ermesiyle tutuklu sanık Y.C., tahliyesini istedi.
Savcı mütalaayı açıkladı
Savcı tarafından açıklanan mütalaada tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına, tutuksuz yargılanan A.R.E.C.’nin tutuklanma talebinin reddine, sanık Y.C.’nin avukatı Abdurrahim Burak’ın olay yerinde yeniden keşif yapılması yönündeki talebinin reddine karar verildi. Savcının mütalaayı açıklamasının ardından duruşmaya bir kez daha ara verilirken, duruşmada rahatsızlanan A.R.E.C. ile daha önceki celsede tahliyesi açıklanan iş sağlığı güvenlik uzmanı Aslı B. sağlık ekiplerince Ferizli Devlet Hastanesine kaldırıldı.
“Dışarıya çıkıp mağduriyetimi gidermem, işlerimi toparlamam lazım”
Verilen aranın ardından söz alan tutuklu sanık Y.C., “Korona virüs nedeniyle cezaevi şartları çok zor. Ayrıca tutukluluğumun kimseye faydası yok. Dışarıya çıkıp mağduriyetimi gidermem gerekiyor. İşlerimi toparlamam lazım. Bunların da göz önünde bulundurarak tahliyemi talep ediyorum. Bir de sizden ricam provokatörleri bu salona sokmayın. Ben beddualar duyuyorum, hakaretler duyuyorum. Takdir sizindir. Adalete güveniyorum” dedi.
Ara karar açıklandı
Sanıkların konuşmasının sonrasında söz verilen sanık avukatlarının da tahliye taleplerini dile getirmesinin ardından mahkeme heyeti ara kararı açıkladı. Heyet, tutuklu olarak yargılanan Y.C. ile H.A.V.’nin tutukluluk hallerinin devamına, ustabaşı Erşan Ö. ve sorumlu müdür Asiye A.’nın yurtdışı çıkış yasağı şeklinde adli kontrolle tahliyesine; A.R.E.C., A.Ç. ve A.B.’nin tutuksuz olarak yargılanmasına, tanıkların dinlenilmesi ve keşif talebinin reddine, tanık Ayfer C. hakkında ise yalan tanıklıktan suç duyurusunda talebin hükümle değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı 13 Eylül tarihine erteledi.
Duruşma salonunda avukatı tehdit etti
Dava sonrası açıklamalarda bulunan müşteki avukatı Can Atalay, “Tahliyelerden başlayalım, ustabaşı Erşan’ın tahliyesinin bizce izahı yok. Bu iş yerinde 7 işçi ölmüş, bu iş yeri daha öncesinde birçok kez patlamış. Bir bütün olarak işçi yatıştırmaya, işçi canını sarf malzemesi olarak görmeye alışmış bu iş veren ve elemanları, yöneticileri. Erşan bunlardan bir tanesi. Mesele 7 işçinin canı, mesele oradan sağ kurtulan bu insanlar. Duruşma salonunda bugün tutuklu bir patron, dönüp avukatları tehdit etti. Dedi ki; biz o davalardaki insanlara benzemeyiz, biz başkayız dedi. Bundan sonra buradaki herhangi bir kişinin işine, vücut bütünlüğüne en ufak bir şey olursa sorumlusu Coşkun ailesidir. İster suç duyurusu, ister uyarı deyin. Biz buradayız cübbemiz ile duruşma salonunun içerisinde, ama duruşma salonun dışarısında gerekirse cübbemiz olmadan bir kere daha 18 kemiğini aldım evladımın, hangi sıfatla buradasınız sorusuna üzerine yürüyerek cevap vereni biz engel oluruz. Tahliyelere biz katılmıyoruz, bu davanın takipçisiyiz” dedi.
“Canlarımızın hesabını sormaya geldik”
Patlamada hayatını kaybeden Muhammet Seyfi Çanakçı’nın yakını avukat Gülşen Uzuner ise, “Bu celse sanıklar tarafından söylenilen tek doğru söze gelelim, örgütlenmişler bunlar dediler. Bunlar sesini çıkaramayan işçilerdi dediler. Evet örgütlendik, işçi yakınları, emekçiler tuttuk el ele bunu söylüyoruz. Canlarımızın hesabını sormaya geldik, kimseyi de göz göre göre öldürmelerine izin vermeyeceğiz, biz buna örgütlendik. Bu örgütlülüğümüzü kimse dağıtamayacak. İşçi canının ucuz olmadığını biz anlatacağız sizlere” diye konuştu.