Ben Ülkücü Hareketim… Doğumum Türk’ün tarih sahnesine çıkışıdır, ölümüm ise yoktur benim. Ayları, mevsimleri, yılları, asırları devirmişim de bir ben devrilmemişim. Çok uğraşmışlar da çok şükür düşmemişim.
Ben Ülkücü Hareketim… Nice hükümdarlar, nice hanedanlar, nice kahramanlar, nice başbuğlar görmüşüm. Her gün onlarla daha da büyümüşüm. Hepsi yüceltmiş beni. Binlerce yıllık köküm dünyaya yayılmış, asırların bana çıkardığı zorluk göğsümü çelik gibi yapmış, dünyaya nam salmış, zalimin kabusu mazlumun umudu olmuşum. Coğrafyaya sığmamışım, dar gelmiş bana sınırlar, taşmışım. Aynı anda farklı topraklarda devletler kurmuş, devletsiz yaşamamışım.
Ben Ülkücü Hareketim… Çok zorluk çekmişim. Gün gelmiş bolluk bereket içinde yaşamışım, gün gelmiş aç susuz kalmış sütümü Kurt’tan sağmışım. İslam’la tanışmışım, tanışır tanışmaz da kaynaşmışım. Allah’ın davasını üstlenmişim. İslam’la şerefime şeref katmışım. İslam’a en büyük hizmeti ben yapmışım. Cihan hakimiyeti hedeflemişim, İ’lay-i Kelimetullah davasına inanmışım. Rehber Kur’an, Hedef Turan demişim. Adalet, nizam, düzen, güç ve kuvvet benden sorulur olmuş.
Ben Ülkücü Hareketim… Yahya Kemal olmuşum kopan fırtınayı Türk Ordusu yapmışım, Arif Nihat Asya olmuşum bayrağa aşkımı yazmışım. Ziya Gökalp olmuşum Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak demişim. İsmail Gaspıralı olmuşum, dilde fikirde işte birlik demişim. Necip Fazıl olmuşum Sakarya’yı ayağa kaldırışım. Nihal Atsız olmuşum ölen Bozkurtları diriltmişim, Mehmet Akif olmuşum Türk’ün marşını yazmışım.
Ben Ülkücü Hareketim… Kürşad olmuşum 40 çerimle Çin Sarayı’nı basmış, ölmüş fakat yenilmemişim. Ulubatlı Hasan olmuşum ölü bedenimle Bizans burçlarına sancağı dikmişim. Nene Hatun olmuşum, çocuklarımdan geçmiş vatandan geçmemişim. Sütçü İmam olmuşum namusuma dokunanı ezip geçmişim. Hasan Tahsin olmuşum düşmana ilk kurşunu sıkmışım. Kubilay olmuşum kellemi vermiş vatanı vermemişim.
Ben Ülkücü Hareketim… Mete Han olmuşum Ordu’mu kurmuşum koca Çin’i vergiye bağlamışım. Atilla olmuşum Tanrı’nın kılıcı demişler, Avrupa’ya diz çöktürmüşüm. Bumin Kağan olmuşum Türk ismiyle ilk devleti kurmuşum. Bilge Kağan olmuşum bilgeliğin yazıtlarını yazmışım. Alp Arslan olmuşum; Bizans’a diz çöktürüp son kez Anadolu’ya girmişim. Osman Bey olmuşum Söğüt Ocağı’nda Cihan Devleti’nin temelini atmışım. Fatih Sultan Mehmet olmuşum Bizans’ı tarihe gömerek çağ kapamış çağ açmışım. Kanuni Sultan Süleyman olmuşum, Viyana kapılarına kadar dayanmış hayatımı seferlerde harcamışım. Mustafa Kemal olmuşum Mustafa Kemal… Ölecek, yok olacak gözüyle bakılan milleti tekrar ayağa kaldırarak dünyaya meydan okuyup Türk’ün devletinin yıkılamayacağını cihana göstermişim.
Ben Ülkücü Hareketim… Başbuğ Alparslan Türkeş olmuşum. Daha ortaokul sıralarındayken Atatürk resmini sınıfın duvarından indirmeye çalışan İngiliz müdürü pencereden aşağı atmışım. Tabutluklara sığmamışım, zalimlere eğilmemişim, işkenceden yılmamışım, korkmamışım, yıkılmamışım, kaçmamışım, yenilmemişim, koskoca bir nesli yetiştirmişim. Ata’mdan aldığım Türk Milliyetçiliği bayrağını dalgalandırmışım.
Ben Ülkücü Hareketim… Şimdi de Devlet Bahçeli olmuşum. Başbuğ’unun bir işaretiyle her şeyi geride bırakıp Dava’ya hizmete koşmuşum. Bir gün bile onu bırakmamışım, giden gitmiş ama ben hep yanında kaya gibi sapasağlam durmuşum. O Hakk’a yürüyünce, biter denen Dava’nın sonsuza kadar süreceğini bir kez daha göstermişim. Bir gün birilerinin hoşuna gitmeyen bir şeyler demişim vagon olduğum iftirasını atmışlar. Bir gün başkasının hoşuna gitmeyen bir şey demişim koltuk değneği olduğum iftirasını atmışlar. Kim ne derse desin takmamışım hak bildiğimi söylemişim. Beni zamanında anlamayanlar bugünlerde nasıl anlamaya başladılarsa beni bugün anlamayanlar da elbet yarın anlayacaktır, buna da inanmışım.
Ben Ülkücü Hareketim… İsmimi Türk Dünyası’nın Lideri Başbuğ Alparslan Türkeş vermiş ve de demiş ki burada bulunmayan Ülkücü değildir. Sen şimdi benden gideceksin Üç Hilal’i terk edeceksin, Bozkurt bile yapamayacaksın sonra Ülkücüyüm diyeceksin. Diyemezsin… Ülkücülük benim tekelimde, bunu bileceksin, Ülkücü olmayacaksın. Daha önce gidenler de değildi sen de olmayacaksın… Hiç kusura bakmayacaksın, hiç gocunmayacaksın, ya gitmeyeceksin ya da Ülkücüyüm demeyeceksin…
“Geçmişi anmak insanlara mahsus bir iştir. Hayvanlar geçmişi düşünmez. Onlar yalnız içinde bulundukları ânın kaygısındadır. “Geçmiş” ne kadar kusurlu olursa olsun bugün ve yarın için vereceği derslerle, göstereceği ibretlerle ihmaline imkân olmayan bir kitap, insanlara milletlerin güç kaynaklarından biridir. Bundan dolayıdır ki bir millete geçmişini unutturmak onu yok etmenin ilk şartıdır." (Hüseyin Nihal ATSIZ)