Leonardo da Vinci'nin Mona Lisa adlı dünyaca ünlü eseri, kremalı saldırıya maruz kaldı. Daha önce üzerine asit, taş ve çay atılan tabloya bu kez de kremalı pasta fırlatıldı. Tekerlekli sandalyede oturmuş yaşlı kadın kılığındaki genç adamın fırlattığı pasta, koruyucu cam sayesinde tabloya zarar veremedi.
GÜVENLİK CAMI SALDIRIDAN KORUDU
Müzenin güvenliğinden sorumlu kişiler saldırganı odadan çıkarmak için büyük çaba gösterdi. Acele eden görevlilerin bu tutumuna karşın saldırgan, salondakilere bir şeyler anlatmaya devam ederken şoka giren ziyaretçiler ise telefon kameralarıyla olayı görüntülemeye çalıştı. 1503 ve 1519 yılları arasında Leonardo da Vinci tarafından yapılan tablo, bir güvenlik camıyla korunduğu için saldırıdan etkilenmedi.
‘DÜNYANIN YOK EDİLİŞİNE DİKKAT ÇEKMEK İÇİN’
Müzenin yoğun olduğu bir zaman diliminde gerçekleşen saldırıya sosyal medyada tepki yağarken ziyaretçiler tarafından kaydedilen görüntülerde, Louvre güvenlik görevlilerinin saldırganı hızla binadan çıkarmak ve camı temizlemek için harekete geçtiği görülüyor. Saldırının sebebine dair henüz resmî açıklama yapılmazken şüphelinin, dünyanın yok edilişine dikkat çekmek için böyle bir eylemde bulunduğu öne sürüldü.
BU İLK DEĞİL
Tarih boyunca çeşitli nedenlerle tabloya zarar verme, çalma veya kullanma girişimlerinde bulunanlar olmuştu. 1950'lerde bir adam tabloya sülfürik asit atmış ve zarar vermişti. Bolivyalı bir öğrenci ise bir taşla vurmuştu. 2009 yazında bir Rus turist tabloya bir fincan çay fırlatmıştı. Eser, bir asırdan fazla bir süre önce 1911 yılında çalınmıştı ve yaklaşık üç yıl boyunca kayıptı.
TABLO HAKKINDA
Leonardo da Vinci, bu tabloya 1503 veya 1504 tarihinde, İtalya'nın Floransa kentinde başladı. Da Vinci'nin çağdaşı, sanat tarihçisi Giorgio Vasari, "... Tablo üzerinde dört yıl oyalandı ve tabloyu bitirmedi..." demiştir. Bu, Leonardo için alışagelmiş bir davranıştı ve hiçbir çalışmayı tamamen bitiremediği düşüncesi üzerine pişman olmuştu. Sonra, Fransa'ya yolculuğun ardından 3 yıl süreyle tablo üzerine devam etmeyi tekrar düşündü ve bunu gerçekleştirdi. Da Vinci Fransa'ya gitmişti ve tablo üzerine çalışmalar devam ediyordu, Kral I. François tarafından, yakınındaki kaleye davet edildi. Bu, Leonardo'nun mirasçılarından olacak asistanı Salai ile doğrudan ilgiliydi, sonra dönemin kralı, tabloyu 4.000 écus ile satın aldı ve Fontainebleau Sarayı'nda XIV. Louis himayesinde asıldı. Daha sonra tablo, Versay Sarayı'na taşınacaktı. Fransız İhtilali'nin ardından, tablo Louvre Sarayı'na taşındı. Napolyon Bonapart tarafından Tuileries Sarayı'na taşınsa da daha sonra tekrar Louvre Sarayı'na döndü. 1870 - 1871 aralığında gerçekleşen Fransa-Prusya Savaşı sırasında tablo, Fransızların askeri bölgesi "Brest Arsenal"e taşındı.
Da Vinci, tablo için ilk başta piramit tasarımı kullandı, basitçe kadın bir piramitten oluşacaktı. Tablodaki kadının kıvrılmış elleri piramidin köşesi idi. Göğüsü, boynu ve yüzü ellerine göre çok daha parıltılıdır. Işık, aslında çizimin altında geometrik çizimin yattığını göstermektedir. Aslında da Vinci, tabloda oturmakta olan normal bir kadını resmetmiştir, fakat o zamanlarda oturmuş bir kadının resmi yaygın değildi. Tabloda, oturan kadının gözlemci ile arasındaki mesafeyi göstermiştir. Kol dayama yerleri, gözlemci ile oturan kadını ayıran bir sınırdır.
