SUBÜ tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın 6. konuşmacısı Aile ve Sosyal Politikalar Eski Bakanı ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Ayşen Gürcan oldu. ‘İlgi ve Yeteneğe Bağlı Kariyer Planlaması’ başlıklı söyleşinin moderatörlüğünü SUBÜ İletişim Koordinatörü Öğr. Gör. Halid Özgür gerçekleştirdi. Söyleşide kendi kariyerinden de örneklerle öğrencilere kariyer yolculukları için tavsiyelerde bulunan Gürcan, insanın kendisinin farkında olmasının ve harekete geçmesinin önemini vurguladı.
Kendisine kolay gelen ve anlamlı işleri yapmaya çalıştığını söyleyen Aile ve Sosyal Politikalar Eski Bakanı ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Ayşen Gürcan, “Sorunlar karşısındaki cesaretiniz, samimiyetiniz ve kendinize olan güveniniz bunları ihtiva eder. Benim kariyerimdeki bütün sıçrayışlarım sıkıntı yaşadığım anların hemen ardından gerçekleşti. Ben üniversitede 4 yıl asistan olamadım. Üniversitenin bir şirketine işçi olarak alındım. Daha sonra sinema-televizyon uygulayıcısı kadrosunda yer aldım. Asistanlık maaşı almasam da bana göre asistanlık yaptım. Yapamadığım pek çok şey var. Herkes her şeyi yapamaz. Bu nedenle bize kolay gelen ve bizi anlamlı kılan her iş bizim işimizdir. Sevdiğimiz iş kariyerin ta kendisidir” dedi.
Hiçbir kar tanesinin birbirine benzemediği gibi insanlarında birbirlerine benzemediğini aktaran Gürcan, “Acı çekerken ya da değersiz hissettiren kişiyle yaptığınız konuşma sizin esas tavrınızı belli eder. Türümüzün içinde özeliz. Hiçbir kar tanesi birbirine benzemiyor. Biz de benzemiyoruz. Bizi biz yapan özelliği kişinin kendisi bilir. Kendimizi tanımanın sınırlardan belirlendiğini düşünürüm. Bedenimi çok yoracak bir işte çalışamam ancak 3 gün üst üste tonlarca kitabın içerisinde boğulup kalabilirim. Bunlar herkes için geçerli olmayabilir. 4 temel ilgi alanı var. Kişilerle ilişkisi iyi organizasyon yeteneği olan insanlar, insanın bulunduğu her işte başarılı olur. Somut bir şey üretmeyi seven insanlar iyi teknik eleman ve mucit olur. Estetik anlamda kimsenin yakalayamadığı farklılığı ve duyguları yakalayan insanlar var. Bir diğer alan ise akademik alandır. Teori üretmeyi severler. Bu ilgi alanlarının birbirine hiyerarşik bir üstünlüğü olmadığı gibi birbirini destekleyen bir döngüdür. Gül yaprakları gibi bir bütünüz” diye konuştu.
İnsanın gönlünde bir işe ya da hobiye yönelik bir istek varsa onu muhakkak denemesi gerektiğini tavsiye eden Gürcan, “Ancak öğrencilerimiz toplum ya da aile tarafından iyi kazanç için yapılan yönlendirmelere de gönüllerinde yoksa boyun eğmemeliler. Denemeli ve başarısız olmaktan korkmamalıyız. Hayat akıyor. Beklememeliyiz. Birçok mezun arkadaş atanmak için bekliyor. Ama beklemeyin. Bir yerde çocuklara kurs açın, bir okulda gönüllü çalışın. Kariyer maaşla yapılmaz. Kariyer sizin kendinizi o ortam için vazgeçilmez hale getirdiğiniz yerdir. İnsanlar bulunduğunuz yerde sizin yokluğunuzu hissetmeli. Kariyer şartlara bırakılmamalı, insan kendisi adım atmalı. Bazen hayat sizi durdururmuş gibi gelir ama nefes aldığınız ve yaşadığınız müddetçe bir kurtuluş vardır. Başkasını beklemeyip oradan kendi emeklerinizle çıkın” şeklinde konuştu.
Motivasyonun ihtiyaçtan doğduğunu vurgulayan Gürcan, “Müslümanların gayret içerisinde olmasının temel sebebi ahiret için çalışmalarıdır. Dünyada almasa bile karşılığını ahirette alacaklarına inanırlar. Yaptığımız hiçbir emek asla zayi olmaz. Muhakkak karşımıza gelir. Korkuları, öfkeyi ve bütün olumsuz duyguları yönetmek gerekir. Burada yok etmeyi değil yönetmeyi kastediyorum. Çatışmasız bir dünya söz konusu olamaz. Dünya çatışma üzerine kurulu ve bundan besleniyor. Hayat bazen alternatif yollarla ilerler. Seçemediğiniz yolların azabını yaşamayın. Ancak seçtiğimiz yollardan sorumluyuz. Yaptırımı olmadığı halde yapılan her iş insana kazanç sağlar. Bu anlamda gönüllülük projelerinde yer almak son derece faydalı olacak ve başarı getirecektir. Kendine söz geçiren insan gerçekten güçlü insan demektir. Zeki olup kalbi soğuk olanlardan bir şey çıkmaz. Bilmek yetmez, yapmak gerekir” ifadelerine yer verdi.