Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), haftalık gösterge repo faizinde piyasa beklentileri doğrultusunda değişikliğe gitmedi.
TCMB Para Politikası Kurulu(PPK) toplantısının ardından yapılan açıklamaya göre, haftalık repo faizi yüzde 19,00 olarak kaldı.
TCMB, önceki 4 toplantısında da beklentilere paralel olarak faizi sabit bırakmıştı.
Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketinde enflasyon beklentisi yıl sonu için yüzde 16,30, 12 ay sonrası için yüzde 12,48 ve 24 ay sonrası için yüzde 10,52 seviyesinde bulunuyor.
TCMB'nin enflasyon beklentisi 2021 yıl sonu için yüzde 14,1, 2022 yıl sonu için yüzde 7,8 seviyesinde bulunuyor.
Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) Haziran ayında tüketici fiyatlarını yıllık %18,95 olarak açıkladı.
TCMB'nin bir sonraki toplantısı 23 Eylül'de gerçekleştirilecek.
Toplantı sonrasında yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya genelinde aşılamanın hızlanması küresel ekonomide toparlanma sürecini desteklemektedir.
Bununla birlikte, aşılama programlarında ilerleme kaydeden ekonomiler kısıtlamaları hafifleterek iktisadi faaliyette daha güçlü bir performans sergilemektedir. Küresel talepteki hızlı toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerine olumsuz yansımaları görülmektedir. Yükselen küresel enflasyon ve enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri önemini korumaktadır.
Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin üçüncü çeyrekte dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılarak hızlanması salgından olumsuz etkilenen hizmetler ve turizm sektörlerinin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Ticari krediler ılımlı bir seyir izlemektedir. Son dönemde açılma ve ertelenmiş talebe bağlı olarak artış gösteren bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için alınan makroihtiyati tedbirlerin yeterliliği izlenmektedir. Olumlu dış talep koşulları ve uygulanmakta olan sıkı para politikası cari işlemler dengesini pozitif etkilemektedir.
İhracattaki güçlü artış eğilimi ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm faaliyetlerini canlandırmasıyla yılın geri kalanında cari işlemler hesabının fazla vermesi beklenmektedir. Cari işlemler dengesinde görülen iyileşme eğilimi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.
Son dönemde ithalat fiyatları ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışların yanı sıra, talep koşulları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları, açılmanın etkisiyle yaz aylarında enflasyonda görülebilecek oynaklıklar ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. Uluslararası tarımsal emtia ve gıda fiyatlarındaki yüksek seviyelere ilave olarak, bazı ürünlerde iklim koşulları kaynaklı arz yönlü etkilerin açılma etkileriyle birleşmesiyle Temmuz ayında gıda fiyatlarında gözlenen artış, enflasyondaki yükselişte belirleyici olmuştur. Diğer taraftan, parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri gözlenmektedir. Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Bu doğrultuda Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir.
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.
Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır. Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir."
PROF. DR. SEFER ŞENER - İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
Piyasa yapıcıların beklentisi herhangi bir düşüş olmayacağı yönündeydi. Anketler ve çalışmalar düşüşü beklemiyordu. Sayın Cumhurbaşkanının açıklamaları Ağustos ayından itibaren enflasyonda aşağı yönlü ivmelenme olabileceğini belirtti. Buradan şunu anlıyoruz, enflasyon düşerse faizde indirim olacak.
Merkez Bankası'nın vereceği mesajlar çok daha önemliydi. Burada da MB'nin verdiği mesajlarda çok açık 2 net mesaj var. İlkinde diyor ki ,biz enflasyonun üzerinde faiz vermeye devam edeceğiz. Yani bu şu demek, enflasyon yüksek seyrettikçe değişiklik beklememek lazım.
İkincisi küresel piyasalara da atıfta bulunuyor Merkez Bankası. Aşılamanın pandemi üzerindeki etkisini anlatırken küresel piyasalarda açılmaların olduğunu ve bunun da Türkiye'ye pozitif yansıyacağını belirtiyor.
SIKI DURUŞ KARARLILIKLA DEVAM EDİYOR
Sıkı duruşun devam edip etmeyeceği merak ediliyordu. MB burada da çok net beyanda bulunuyor. Kararlılıkla sıkı duruşun devam edileceği belirtiliyor.
Merkez Bankası gördüğümüz kadarıyla net olarak enflasyonda aşağı yönlü hareket olmadan faizle ilgili karar almayacak gibi görünüyor. Bu da çok yerinde bir anlayış. Tedirginlik bu söylemlere rağmen değiştirebilir miydi? MB önce enflasyona sonra da küresel çapta düzelme olup olmayacağına bakıyor. Geçen haftaki toplantıda Ekim, Kasım, Aralık aylarında enflasyon için düşüş beklentisi olduğunu gördük. Faiz indirimi ile ilgili beklentiler Ekim, Kasım, Aralık ayına ertelendi demektir.
EKİM, KASIM, ARALIK AYINDA FAİZ İNDİRİMİ OLABİLİR
Reel sektörün beklentisi ucuz kredi. Firmalar, tüketiciler, ev alacaklar, taşıt alacaklar... İnsanlar kredi faizlerinin de aşağı gelmesini bekliyor. Böyle bir beklenti var. Merkez Bankası'nın hassas bir şekilde davranması gerekiyor. Enflasyonun üzerinde sıkı duruşu devam ettirip, reel sektörün de önünü açması bekleniyor.
Piyasanın bu beklentisinin Ekim, Kasım, Aralık aylarında gerçekleşeceğini göreceğiz. Yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 15-16 düzeyinde gelirse Ekim, Kasım aylarında 50 baz puanlık faiz indirimi bekliyorum. Uluslararası piyasalar da bunu satın alıyor aslında. Uluslararası piyasalar yıl sonuna kadar 200 baz puanlık faiz indirimine gidileceğini bekliyor.