EKONOMİK KUŞATMA

Son dönemlerde piyasalardan gelen haberlerin ekonomimizin üzerine bomba gibi düştüğünü görüyoruz. Ekonomik durum sanırım bu sefer biraz ciddi.

Döviz kurunda ki hareketlere karşı ilk etapta alınan önlemlerin işe yaramadığı görülünce, devlet kademesinin yaptığı peşi sıra toplantılar sonrası daha etkili yöntemler devreye alınmaya başladı. Ne kadar fayda edecek göreceğiz.

Türkiye ekonomisinin zaman zaman bu şekilde kriz durumuna girmesinin elbette birtakım sebepleri var. Bunların başında bizim hala gelişmekte olan bir ülke olmamız gerçeği gelmektedir. Gelişmiş ülkeler beş on yıl gibi kısa sürelerde böyle kriz ortamlarına girmez.

Kendi ham maddesini çıkaran, bir plan dahilinde üreten, her geçen gün dışa bağımlılığı azaltıp, ürettiği ürünleri dünyanın her yerine pazarlama kabiliyetine erişmiş olan bir ülke olsaydık sanırım bu sıkıntıları çekmezdik.

Dünya var olduğundan beri yeryüzünün en önemli bölgesi olan Ortadoğu’da hakimiyet kurmak isteyenlerin önünde kalan tek engel ülkemizdir. Milletimizi askeri yöntemlerle yok edemeyeceklerini anlayanların, farklı yöntemler deneyerek etkisiz hale getirme çabalarını tarih sayfalarında hep okuduk. 15 Temmuz’da bunlardan sonuncusuna şahitlik ettik.

Şimdilerde ise devletimizin düşmanları her konuda olduğu gibi ekonomik yönden de zaaflarımızı çok iyi bildiğinden, ekonomik anlamda bir kuşatma ile bizi çevreleyip kolumuzu kanadımızı kırmak yolunu denemektedirler.

Türk milleti tarih boyu hak yoluna adadığı ömründe, zaman zaman ileri atılarak cephede; zaman zaman geri yaslanarak vatan savunmasında, zaman zaman taarruza geçerek işgaller sonrası kurtuluş mücadelesinde varlığını sürdürmesini başarmıştır.   

Bunun yanı sıra Türk milleti ekonomik anlamda yapılan kuşatmaları da yarmasını bilmiştir. Bunun örneği, Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda ortaya koyulan ekonomik yönde atılım yapma iradesinde görülmektedir. Savaştan çıkan bir ülke kısa sürede kendi uçağını, tarım makinesini yapabilecek bir kabiliyete erişmiştir.

Millet olarak, bizimde zaman zaman savaşlarda, zaman zaman masa başı planlar sonucunda kaybettiğimiz görülmüştür elbet. Ancak tarihe göz attığınızda göreceksiniz ki son kazanan hep Türk milleti olmuştur.

İnancım öyledir ki Türk milleti daha önce yaptığı gibi ekonomik anlamda uğradığı bu kuşatmayı yarmasını bilecektir. Bu hususta Ziya Gökalp’in şu ifadeleri belki Türk milletine sevdalı olanlara yol gösterecektir;

Ben ümit ediyorum ki, yakında bizde de iktisadın gazileri, o büyük yaratıcı teşkilatçılar, yani iktisadın müteşebbisleri yetişecektir. Gençlerimiz bir kere bunu kendilerine en büyük gaye edinsinler, az zamanda muvaffak olacaklarına eminim. Hiç şüphem yoktur ki, bugünkü Türk gençliği, hangi gayeleri hedeflese, az zamanda hedefine vasıl olur. Yalnız, Türk gençlerine, milletimizin hürriyet ve istiklalini tamamlamak için, terbiyevi ve iktisadi mücahitler namıyla, daha iki büyük mücahit sınıfına muhtaç olduğumuzu ve bunları yetiştirmek için de kalplerimizi terbiyevi imanla iktisadi imana mukaddes bir mabet yapmak gerektiğini bildirmemiz kafidir. Türk genci gayelerini bildikten sonra, onlara ulaşmakta gecikmez.  

Allah milletimizin yardımcısı olsun.

Halil Hakan Oturak

25.05.2018