MİLLET-VEKİLİ

22 Mart 2017, günlerden Salı. Her zaman olduğu gibi gri gökyüzülü bir Londra günü. Saat 14.20’de Westminster Köprüsü’nde aracıyla seyreden 52 yaşındaki terörist, aracını yayaların üzerine sürerek insanları ezmeye başladı. 50’den fazla insana çarpan veya üzerinden geçen terörist, araçtan inip 48 yaşındaki silahsız polis memuru Keith Palmer’ı bıçakladığı sırada silahlı bir polis tarafından vurularak öldürüldü.

Saldırı sırasında milletvekilleri Avam Kamarası'nda oturumdaydı ve işsizlik maaşı reformuyla ilgili görüşmenin ardından oylamaya geçilmişti. Teröriste ateş edilirken duyulan 3 el silah sesinin ardından parlamentoda ortam gerildi. Güvenlik yetkilileri, milletvekillerine saldırganın etkisiz haline getirildiğini ancak bir polis memurunun ağır yaralandığı bilgisini hemen verince, Muhafazakar Parti milletvekillerinden Tobias Ellwood derhal dışarı çıkarak Parlamento’ya yürüme mesafesindeki olay yerine koşar adımlarla gitti.

Bıçaklanan ve hayati tehlikesi bulunan polis memuruna ilk yardımda bulunmak istiyordu. Çünkü kendisi İngiliz Kraliyet Ordusu’nda uzun yıllar görev yaptıktan sonra politikaya atılmış eski bir askerdi. Çabaladı ancak polis memuru Keith Palmer’ı kurtaramadı.

Meclis’ten koşarak çıkan bir milletvekili, kanlar içindeki polisi kurtarmak için canını dişine takıyor, başarılı olamıyor ve gözyaşlarına boğuluyordu. Ellwood’un polis memurunu kaybedince ayakta ağlarken çekilen fotoğrafları o dönemde beni çok etkilemişti. Her iki fotoğrafta da yüzüne bulaşan kan görülebiliyor. Tobias Ellwood, tam anlamıyla olması gereken bir milletvekiliydi.

Lütfü Türkkan... İyi Parti’den TBMM’ye girmiş bir milletvekiliydi. Bingöl’de vekilliğini yaptığını iddia ettiği millet ile konuşuyordu. Şehit abisi Tahir Gümren, İyi Parti’nin HDP ile yaptığı ittifaka tepkisini dile getirirken PKK’nın katlettiği kardeşini anlatıyor, “Benim kardeşimin vücudu paramparça oldu. Günlerce ayaklarını aradım” gibi birçok kişinin hayatında ancak korku filmlerinde karşılaşabileceği cümlelerden birini kuruyordu.

Milletin vekili Lütfü Türkkan’dan aldığı cevap “Bacını s..erim buradan git hemen” oldu... Bu adam, Türk halkının temsilcilerinden biriydi. Muhalefet yayın organlarında da esip gürlüyordu

-Cumhurbaşkanı'nın ekonomiyi yönetememesi

-Liyakata değil tanıdığa dayalı sistem

-Eski Türkiye’deki Kemalist-askeri elitten boşalan boşluğu dolduran halktan -tıpkı selefleri gibi- kopuk Ak Parti eliti

-Maaşın kiraya yetmediği, kıyafet bile almaya muktedir olamayan asgari ücret

Bu sorunlara aynen katılıyorum da, şikayet ettikleri hükümete muhalefet edenler kim kardeşim? Lütfü Türkkan ve onun gibiler mi? Bu insanlar baştan sonra muhalefet olsa ne yazar? İktidar gibi muhalefetteki arkadaşlar da topa tutulmadığı sürece hiçbir şey değişmez. Lütfü Türkkan da Türkiye’de bu mevkiye gelmemesi gerekirken gelen ne ilk ne de son kişi. Türkkan’a değil, sisteme daha geniş bir perspektifle bakalım. Yoksa Tobias Ellwoodlar ararken Lütfü Türkkanlar bulmaya daha çok devam ederiz.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.