Bugün 10 Kasım, Milli mücadele kahramanı, son Türk devletinin kurucusu, İstiklal savaşımızın Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 78. yıldönümü.
Ruhu şad olsun!
Dün akşam itibari ile sosyal medya üzerinden, Gazi Paşayı anmaya yönelik birtakım paylaşımlar görmekteyiz. Bu paylaşımlarda dikkatimizi çeken bir durum var. Her paylaşım yapan vatandaşımız, Atatürk ile ilgili kendisine en yakın bulduğu noktayı öne çıkarmış.
Kimisi Çanakkale’de Conkbayırı’nda ki Atatürk’ü sevmektedir.
O ki o zamanlar Yarbay Mustafa Kemal’dir.
Düşman çıkarmasını haber alan Yarbay, emir beklemeden harekete geçer ve Conkbayırı’nda cephanesi bittiği için geri çekilmek durumunda kalan 27. Alay birliklerine;
“ Düşmandan kaçılmaz” der.
Askerler “Cephanemiz kalmadı.” diye cevap verir.
Yarbay “Cephaneniz yoksa süngünüz var, Süngü tak!” diye yüksek sesle emir verir.
Erler yere yatınca, düşmanda yere yatar. Kendisi bu anıyı anlatırken; “İşte kazandığımız an, bu andır” der.
Kimisi makamını rütbesini bir kenara bırakıp, bütün kuvvetini göğsü iman dolu milletinden alarak, Büyük Millet Meclisi açılışı ile ilgili şu telgrafı yazan Atatürk’ü sevmektedir:
“Allah’ın lütfuyla Nisan’ın 23’ncü Cuma günü, Cuma Namazından sonra Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır. Vatanın istiklali, yüce hilafet ve saltanat makamının kurtarılması gibi en önemli ve hayati görevleri yapacak olan Büyük Millet Meclisi’nin açılış gününü Cuma’ya rastlatmakla, o günün kutsallığından yararlanılacak ve bütün sayın milletvekilleriyle Hacı Bayram Veli Camii Şerif’inde Cuma namazı kılınarak Kur’an’ın ve namazın nurlarından da feyz alınacaktır. Namazdan sonra Sakal-ı Şerif ve Sancak-ı Şerif alınarak Meclis’in toplanacağı yere gidilecektir. Meclis’e girmeden önce bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir. Bu merasimde Camii Şerif’ten başlayarak Meclis binasına kadar Kolordu Komutanlığı’nca askeri birliklerle özel tören düzeni alınacaktır.
– Açılış gününün kutsallığını belirtmek için bugünden başlayarak vilayet merkezinde Vali Beyefendi’nin düzenleyeceği şekilde hatim indirilmeye ve Buhari Şerif okunmaya başlanacak ve hatm-i Şerif’in son kısımları uğur getirsin diye Cuma günü namazdan sonra Meclis’in toplanacağı yerin önünde tamamlanacaktır.”
Kimisi Millet Meclisinde koşullarından şikayetçi olan mebuslara:
“Hatta hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağı alır, bu şekilde Elmadağ’ına çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı müdafaa ederim. Kurşunlarım bitince bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunlarıyla yaralanır, temiz kanımı, kutsal bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim.” diyen Meclis Başkanı Atatürk’ü sevmektedir.
Kimisi Sakarya meydan muharebelerinde kaybedecek başka vatan parçası kalmayan bir milletin Başkomutanı olarak:
“Her karış toprak vatandaş kanı ile sulanmadıkça terk edilemez”
“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır” emirleri veren Atatürk'ü sevmektedir.
Kimisi Büyük Taarruz öncesi, meclis önünde silah arkadaşları ve milli mücadelede rol alan din adamları ile birlikte el açmış, yüce Allah'a dua eden Atatürk'ü sevmektedir.
Kimisi başka yerde diz çökmedin, diz çöktürülmek istenen milleti ayağa kaldırdın diyerek, Cumhuriyetin kurucusu 1.Cumhurbaşkanı Atatürk’ü, zeybek oynarken, tamda dizini yere vurduğu anda sevmektedir.
Kimisi seçme ve seçilme hakkının, Avrupa’dan bile daha önce Türk kadınına verilmesini sağlayan Atatürk’ü sevmektedir.
Kimisi “Türkiye Cumhuriyet üzerinde yaşayan herkes Türk’tür” ve “Ne mutlu Türküm diyene” şeklindeki bin yıllık kardeşliğimizi pekiştiren, her türlü bölücü ve ırkçı zehirlemelere karşı panzehir olarak bu ifadeleri ortaya koyan, büyük Türkçü Atatürk’ü sevmektedir.
Kimisi Kocatepe’de bir “BOZKURT” gibi duran Atatürk’ü sevmektedir.
Elbette Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tartıştığımız kararları, keşke böyle yapmasaydı dediğimiz bazı uygulamaları olabilir. Daha iyisini yapabilirdi dediğimiz noktalar bulunabilir.
Günahsız bir kul olduğunu kimse iddia edemez. Zira o kul sadece Peygamber efendimizdir. Aynı şekilde düşünen Gazi;
“Hz. Muhammed Allah’ın birinci ve en büyük kuludur. O’nun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir fakat sonsuza kadar O ölümsüzdür.” ifadesiyle bu gerçeği çok güzel ifade etmiştir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü artık rahat bırakmalıyız.
Yapılacak şey, emanetine sahip çıkarak eksik kalan noktalar biz vatansever insanlar tarafından tamamlanmalı, fazla olan noktalar törpülenerek bin yıllık kardeşliğimize bu şekilde sahip çıkmalıyız.
Başlıktaki ifadeyi tekrar etmek istiyorum “Her Türk’ün sevdiği bir Atatürk vardır.”
Eleştirinin ötesinde hakaret edenleri incelediğimizde, Türk milletine karşı ya çekememezlikleri ya da düşmanlıkları vardır.
Rahat uyu Paşam!
Allah sana rahmetiyle muamele eylesin.
HER TÜRK'ÜN SEVDİĞİ BİR ATATÜRK VARDIR
- 10 Kasım 2019, 00:11
- 12