Tarih 2 Eylül 2016.
Eli kanlı terör örgütü PKK, Mardin ilimiz Dargeçit ilçesinde güvenlik kontrol noktasına karşı düzenlediği saldırıda 3 askerimizi şehit etti.
Şehitlerimizden biri Sakarya ilimiz Kaynarca ilçesinden Jandarma Uzman Çavuş Mansur Cansız’dı.
Yüreğimize kor gibi düşen şehit acısıyla yollara düşüp, Cengiz Topel havalimanında onu karşılamaya gittik.
O gün hayatımda unutamayacağım anlardan birini yaşadım.
Sonrasında yine bu köşede “Siz hiç şehit cenazesine gittiniz mi?” başlıklı bir yazı yayınladım.
Yazı şöyleydi:
“Siz hiç şehit cenazesine gittiniz mi?
İçinde şehit tabutlarının yan yana durduğu askeri bir uçak gördünüz mü hiç?
Peki, şehidimizin biri içeriden alınırken; diğerinin üzerindeki al bayrağın sanki götürmeyin kardeşimi, badimi, çavuşumu, komutanımı; ayırmayın bizi der gibi titrediğini….
Bu yaşananlar rüya olsa gerek diyerek, abisini omuzlarında taşıyan askerlere boş gözlerle bakan bir şehit kardeşi gördünüz mü?
Peki ya, oradaki askerlerin hepsini kendi evladı sanan annenin “işte oğlum yaşıyor demek için” göğsünde beklettiği sessiz çığlığı duydunuz mu?
Dünyaya geldiği gün, evladının vatana ve millete hayırlı olması için dua eden bir babanın duasının kabulüne; gözyaşları içinde şahit oldunuz mu hiç?
Hiçbir yakınlığı olmadığı halde, askeri uçağın kapısı açılırken nefesleri kesilip, şehitlerimizi gördüğünde hüngür hüngür ağlayan dağ gibi adamların hıçkırıklarını duyan oldu mu aranızda?
Ağır ağır gözlerinizin önünde ilerleyen al yıldızlı o yiğide doğru koşup, bunları göreceğime onun yerine ben yatmalıyım diye geçirdiğiniz oldu mu içinizden?
Yıllardır açıkta duran çatısı bir gecede örtünen, rüzgâr estikçe gururla dalgalanan sıvası eksik evler gördünüz mü hiç?
Görmediyseniz…
Allah geçinden versin, yakında bir şehit cenazesi olduğunu duyarsanız...
Gidin görün...
Sonra normal yaşantınıza dönebiliyorsanız dönün.”
................................
Bu yazıyı ne zaman okusam hala o günü yaşıyor gibi hissediyorum.
Ve çok şükür görüyorum ki yalnız değiliz!
Yazının içinde ağladığını ifade ettiğim dağ gibi adamlardan biri bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev yapıyor.
Adeta o günü yaşamaya devam edercesine bir bozkurt gibi çakalların karşısına dikiliyor.
Sesimiz oluyor, yüreğimiz oluyor!
Hainlerden sözleriyle hesap soruyor!
İl başkanıyken kararlılığına, mücadelesine ve göz yaşlarına şahitlik ettiğimiz Levent başkanımız; it sürülerinin eşiğimize basmasına müsaade etmiyor!
Ne zaman buna tenezzül etseler bir nara atıp karşılarına dikiliyor! Altısı, yedisi; çaşıtların hepisi birden bozuluyor!
Hiç unutmuyorum, bir gün yine bu terör sürülerinin yaptığı konuşmaların birinden sonra söz isterken dedi ki: “Bizim burada Gazi meclisimizin çatısı altında devletimize yapılan bu iftiralara karşı elbette bir cevap vermemiz gerekiyor. Yarın çocuklarımız meclis tutanaklarına bakarsa neyin ne olduğunu görsünler”
Çocuklarımız bu kutlu mücadeleyi görecekler inşallah ve onlar da bizim ardımızdan aynısının tıpkısını yapacaklar!
Hiç şüphemiz yok!