Tarihe yazılacak günlere tanık ediyoruz! Rusya, Batı’nın gözü önünde Ukrayna’ya naklen savaş ilan ederek bu ülkeyi işgale başladı. Savaş niye başladı, kim ne istiyor gibi detayları dileyenler internetten kolayca bulabilir. Ben olayın farklı boyutuyla ilgileneceğim.
Soğuk Savaş’ın bitimi olarak kabul edilen 1991’den bu yana bana göre en kilit olay bu. Niçin Yugoslav savaşları, ABD’nin Irak’ı işgali, yine Amerika’nın Afganistan’da çuvallaması değil de bu olay peki? Çünkü şimdiye kadar bu tip savaşlar/işgaller uluslararası toplumun deskteklediği (ABD) veya sonuna kadar top çevirerek tarafsız kalmayı tercih ettiği (Yugoslavya) ülkelerce gerçekleştirilmişti. Batı tarafından kurulan uluslararası kurum ve kuruluşların gözü önünde, bu oluşumun düşmanı konumundaki bir ülke (Rusya) ilk defa topyekün bir savaş başlatıyor. Olaylardan yüzlerce km uzaklıkta bulunan Ukrayna’nın başkenti Kiev bombalanıyor. NATO, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği kınama ve yaptırım tehditlerinden öteye gidemiyor.
ABD Başkanı Joe Biden “Ukraynalılar için dua edeceğiz” diyor, Avrupa Birliği yeni nesil tabirle “boş yapıyor”, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Rusya’yı hedef alarak kendince esip gürlese de, yarattığı algı “Tutmayın küçük enişteyi” fikrinden öteye gidemiyor.
Rus hükümeti, Putin’in ellerinde kenetlenmiş olarak “O ne zaman biter derse o zaman harekatı bitiririz” dedi. Rusya, Ukrayna’yı yutmadan biteceğine de ihtimal vermiyorum. Bu savaş, Batı’nın yarattığı uluslararası toplumun ne kadar etkisiz olduğunu, doğru zamanda doğru yerde kaba kuvvet kullanarak ülkelerin istediğini aldığını ortaya koydu. Rusya yangını başlattı, bunun devamı da gelecektir.
Son olarak, bu meseleyi Türkiye-Yunanistan gerginliğine bağlayalım. Ukrayna, Batı’ya güvenerek eylem ve söylemler içerisine giriyor, Rusya karşısında Batı’nın kendisini koruyacağını öngörüyordu. Yunanistan da aynısını yapıyor. Türkiye sınırına nefes alma mesafesindeki noktalarda ABD’ye üs açtırıyor, Doğu Ege Adaları’nı hukuken yasak olmasına rağmen silahlandırıyor. Bunları yaparken de Avrupa Birliği üyeliğine ve ABD’ye güveniyor. Atina, Ankara’ya sıklıkla “Bize sataşırsanız, tüm AB’ye ve diğer tüm müttefiklerimize (ABD) sataşmış olursunuz” tehdidini gönderiyor. Eminim ki Atina’da üst düzey siyasi bürokratlar, Karadeniz’in kuzeyinde olanları ve Batı’nın uyduruk tepkisini şu anda dehşetle izliyorlardır.