Bartın’da maden işçileriyle bir araya gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Son dönemlerde kömür aleyhine bir takım planlar programlar da açıklanıyor. Başta Batılı ülkeler olmak üzere iklim değişikliğiyle mücadele anlamında. Eyvallah. Tabii ki bu atmosfer bu hava insanlığın ortak değeri. Korumamız gerekiyorsa birlikte de koruyacağız. Ama bugün hepsi kömür peşinde. Ne oldu da hepsi kömür peşinde. Gaz olmayınca hepsi kömüre yöneldi" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Bartın ziyaretinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesinde işçilerle bir araya geldi. Madencilik sektöründe "geçmiş olsun" tabirinin sıkça kullanıldığını ve sektörün risklerine dikkat çeken Bakan Dönmez, çalışanların can güvenliğine de önem verdiklerini ifade ederek şöyle dedi:
"Her vardiya dönüşü ’geçmiş olsun’ denir. Bu iş kolunda işçilerin birbirine iyi dilek temennisi olarak birbirine söylediği bir şey. Ocağa inerken de belki bir daha Allah göstermesin sevdiklerinizle buluşabilir misiniz? Buluşamaz mısınız? Bu düşüncede de olabilirsiniz. Bir kere şunu ilk baştan söyleyeyim. Önce güvenlik. Sizin canınızın güvenliği biz şu tesisin tamamına değişmez. Onun için de ilk talimatımız yöneticileri atadığımızda genel müdürümüz de burada. Bir işçimizin kılına, tırnağına zarar gelmesin. Onu kaldıramayız, telafi de edemeyiz. Zaman içerisinde çok trajik, üzüntü verici kazalarımız da olmadı değil. Bunları hep birlikte yaşadık. Buna rağmen belki içinizde arkadaşlarını, babasını, büyüklerini kaybetmiş olan arkadaşlarınız da olabilir. Ama ben Zonguldak’ta benzer şekilde Soma’da gördüğüm bir husus var. İş kazalarına rağmen kömür işletmesi adeta şehrin en kılcal damarlarına kadar işlemiş. Severek yapıyor. İnsan sevmeden o sahaya inemez çalışamaz. Büyük emek harcıyor. Biz müteaddit defalarca ocağa da girmiş bir kardeşiniz olarak söylüyorum."
"Gaz olmayınca hepsi kömüre yöneldi"
Başta Batılı ülkeler olmak üzere iklim değişikliğiyle mücadelede kömür aleyhine programlar ve planlar açıklandığını ifade eden Bakan Fatih Dönmez, "Ama bugün hepsi kömür peşinde" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son dönemlerde kömür aleyhine bir takım planlar programlar da açıklanıyor. Başta Batılı ülkeler olmak üzere iklim değişikliğiyle mücadele anlamında. Eyvallah. Tabii ki bu atmosfer bu hava insanlığın ortak değeri. Korumamız gerekiyorsa birlikte de koruyacağız. Ama bugün hepsi kömür peşinde. Ne oldu da hepsi kömür peşinde. Gaz olmayınca hepsi kömüre yöneldi. Kömür fiyatları aldı başını gitti. Bugüne kadar gazı konuşuyoruz ama kömürde de anormal yükselme oldu. Türkiye kömür rezervleri açısından son derece zengin ülkelerden birisi. Son keşiflerle birlikte yaklaşık 20 milyar ton kömürümüz var. Linyit ve taş kömür. Bunun 1,5 milyar tonu bu havzada taşkömürü ve son derece kaliteli kömürden bahsediyoruz. Ama yıllık üretimimiz 1 milyon ila 1,5 milyon ton arasında değişiyor. Bu şekilde baktığımızda burayı bin yılda bitiremezsiniz. Onun için de diyoruz ki kim üretirse üretsin üretim artsın istihdam artsın. Nitekim bizim yeni ekonomi modelimizde de yatırım, istihdam, üretim, ihracat. Burada belki ihraç edecek kadar üretmiyoruz. Çünkü zaten kaliteli kömürü ithal de ediyoruz. Yıllık 30 milyon ton kömür ithalatı yapıyoruz. Bugünkü rakamlarla baktığınızda 300-400 dolar arasında değiştiğini hesaplayacak olursak neredeyse 10 milyar dolar kömür ithalatı var. Yerin altında duruyor müsaade edin çıkartalım. Birileri buraya gelip ’Biz madenci kardeşiyiz, dostuyuz’ diyecek. Başka bir yerde de kömür madeninin açılmasına engel olacak protesto olacak. Burada madencinin yanındaysan Aydın’da da Denizli’de de Eskişehir’de de madencinin yanında olacaksın. Biz o kadar zengin bir ülke değiliz. Maden ocaklarımızı kapatalım da dışarıdan kömür ithal edelim. Kaynağımız burada. İşçimiz var çalışmak istiyor. Daha fazla işçi alınmasını ben de istiyorum. Çalışıyoruz. Tabi yıpranmadan dolayı burada erken emeklilik oluyor. Zaman zaman istihdam sayımızda azalmalar oluyor. Dolayısıyla bizim üretim planlarımızı da bunlar etkileyebiliyor. Her müessesenin üretim planı var. Ona dayalı olarak iş gücü planlaması yapılıyor. Arkadaşlar da tekrar çalışıyorlar. İmkanlar ölçüsünde bunları inşallah kararlaştırdıktan sonra Cumhurbaşkanımıza arz edeceğiz. Gerekirse burada böyle bir duyuruyu tekrar yapacağız."
"Bir asra aşkın madencilik kültürü var"
Yaşanan ölümcül kazaların ardından çalışma şartlarının iyileştirildiğini ve standartların belirlendiğini anlatan Bakan Fatih Dönmez, "Bir başka husus da 2013 yılında o elim kazadan sonra özellikle maden iş kolunda çalışanlarımıza dönük özellikle yeraltında bir takım özel tedbirler alındı. Çalışma şartları iyileştirildi. Çalışma saatleri kısaltıldı. Hafta sonu tatilleri kesinlik kazandırılmış oldu. En az iki asgari ücret şartı getirildi. Şimdi o tarihten sonra o tedbirlerden sonra arkadaşlarla da ben özellikle iş kazalarını da yakinen takipteyim. Bu alınan hukuki tedbirlerin regülasyonunun iş kazalarına etkisi ne olmuş. Bıçak gibi azalır hale gelmiş. Evet sıfırlayamadık gönül ister ki hedefimiz o. Sıfır ölümlü iş kazası olsun. Ama dünyada da en riskli iş kollarının başında da maden sektörü geliyor. Orada işveren kadar emekçi işçi kardeşlerimizin de çok hassas dikkatli olması lazım. Yıllarca yaşanmışlık tecrübeler insana bazı şeyleri öğretti. Uzunmehmet’ten bu tarafa kaç yıl geçti? Bir asra aşkın madencilik kültürü var. Orada da yaşanmışlıklar var. Devlet sonunda oturdu standartları belirledi ve artık herkes uymak zorunda. Olumlu neticelerini hep birlikte görüyoruz" diye konuştu.
"Elbette kömüre devam edeceğiz"
TTK’ya ait iş yerlerinde 8 bin 600 çalışan olduğunu ifade eden Bakan Dönmez, doğalgaz rezervinin yanı sıra kömür üretimine de devam edileceğini ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı:
"Amasra müessesemizde 712 çalışanımız var. 500 civarında yer üstünde. 80’i yer üstünde. Memurlarımızla birlikte 712 çalışanımız var. Diğer müesseselerle birlikte TTK toplam çalışan sayısı 6 bini yer altında olmak üzere 8 bin 600 çalışanımız var. Hepsine teşekkür etmek istiyorum. Üretim artışı hedefimiz var. Mekanizeye geçmemiz lazım. Üretim artışını sağlayacağız, hem de iş kazalarını daha da azaltmış olacağız. Ne kadar mekanize olursak size de faydası var. Beden gücünü daha az kullanmış olacağız. Fakat bu coğrafya kömür madeninin jeolojisi yapısı gereğince kolay değil. Kömür de bu coğrafyadaki eğim ve formasyonu aynı şekilde yapmış durumda. Dik damarda 80-90 derecelik dik yamaçlarda kömür üretiyorsunuz. Onun için de mekanizeye geçmekte zorlanıyoruz. Mekanize sistemlerin belli açıların üzerinde çalışma kabiliyetleri zor. Ama ona rağmen mühendislerimiz Ar-Ge yaparak, sanayicimizle işbirliği yaparak zor şartlara rağmen buraya özgü mekanize sistemleri hayata geçiriyor. Kömürde alın terinin payı yüksek. Ama aklımızı da kullanır akıl terimizi de katarsak o zaman hem siz hem de idarelerimiz mutlu olacak. Özel sektörün de yaptığı yatırımlar var. Aynı şekilde bakanlık olarak onlara da çeşitli desteklerle destekliyoruz. Ümidimiz o yatırımların da bir an önce tamamlanarak hayata geçmesi. Geçtiğimiz 100 yılda Zonguldak ve Bartın’a enerjinin en önemli maddesi olan kömür damgasını vurmuş. Şimdi kömürün yanına bir başka enerji kaynağını daha ekliyoruz. Doğalgaz. Amasra-1 kuyusunda 135 milyar metreküp, Filyos açıklarında 405 milyar metreküp ile toplam 540 milyar metreküp olarak rezervimizi açıklamıştık. İnşallah 2023’ün ilk çeyreğinde onu sizlerle buluşturmak istiyoruz. Kömüre devam mı elbette devam edeceğiz. Çünkü oradan çıkacak gaz Türkiye’nin toplam ihtiyacını karşılamaktan şu an için uzak. Konutların gazının tamamını karşılayabilir durumda 25 yıl süreli. Yeni keşifler olursa o da artacak. Yine kömürün vazgeçilmez olduğu bazı endüstriyel sanayi üretim tesisleri var. Koklaşabilir kömürü kullanmadan demir çelik üretme imkanınız yok. Burnumuzun dibinde iki güzide tesisimiz var. Ereğli Demir-Çelik ve Karabük Demir-Çelik onlara da zaten sizlerin ürettiği kömürü veriyoruz. Madenciliği önemsiyoruz. Bu sektörde 142 bin çalışan var. Aileleriyle ve yan kollarıyla baktığımızda herhalde beşle çarpmamız lazım. En az yarım milyon insanımız bu işten ekmek yiyor demektir. Geçtiğimiz yıl maden ihracatında 6 milyar dolarla rekor kırdık. Bu sene bu 6 milyar doları da aşacağız. Dün ithal ettiğimiz ürünleri bugün artık ihraç eder hale geldik. Boru biz üretiyoruz. Tüm dünyaya satıyoruz. Adam demir-çelikle mukavemetini artırıyor. Borlu çelik alıyorduk daha fazla bedel ödeyerek. Yine biz borun tonunu bir kaç yüz dolara satıyorduk. Elinde teknoloji sahibi olan ülkeler on bin dolara yirmi bin dolara geri alıyorduk. Hamallık yapıyorsunuz. Ham cevheri sat, adam işlesin sana geri satsın. Alın terine akıl teri katarsak yüz dolar bin dolar, on bin dolar, yüz bin dolar oluyor. İşçimizin, mühendisimizin, teknik elemanlarımızın alın teri ve akıl teri bizim için kutsaldır."