Evet, memleket zorda... Bunu kimse inkâr etmiyor. Güvenlik sorunumuz var, eğitim sorunumuz var, işsizlik sorunumuz var ve en önemlisi, halk için de en önceliklisi ekonomik sorunlarımız var.
Ülke ekonomisi, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bir türlü dikiş tutturamıyor. Bir gün bakıyorsunuz döviz uçuyor, bir gün bakıyorsunuz faiz uçuyor. Bir gün bakıyorsunuz her ikisi de uçuyor…
Peki bunun sebebi ne? Hükümetin beceriksizliği diye kestirip atmak işin özüne bakmamak sadece art niyet sahiplerinin yapabileceği bir iş değil midir?
Türkiye ne zaman milli bir karar alsa ne zaman milli bir duruş gösterse hep Uluslararası ekonomi spekülatörlerinin hışmına uğruyor. Ne kadar milli olursak da o kadar saldırıya uğruyoruz. Türkiye'nin son zamanlardaki olaylara milli bakışı, Türk düşmanlarının karşısında eğilmez duruşu daha yoğun saldırı görmesine sebep oluyor.
Bu Cumhuriyet tarihinde ilk defa olmuş bir olay ya da sadece Ak Parti hükümetinin başına gelmiş bir olay da değildir. Aynısını 2001'de DSP-MHP-ANAP Koalisyonu iktidardayken de yaşadık. Hem DSP hem de MHP'nin ABD'nin Irak İşgali'ne karşı cephe alması, Ecevit'in kurtuluşunda ve kuruluşunda büyük rol oynadığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Rumlara teslimi için hazırlanmakta olan Annan Planı'na MHP ile birlikte evet demeyecek olması ve MHP'nin bebek katili apo piçinin asılması konusundaki ısrarı emperyalist güçlerin hoşuna gitmiyor işlerine gelmiyordu. Sonrası malum... Yine uluslararası para sihirbazlarının müdahalesi ile mahvolan Türk ekonomisi... Cumhurbaşkanı’nın başbakana Anayasa kitapçığı fırlatması, olayın bahanesi. Öyle olsaydı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Başbakan Davutoğlu’nu koltuğundan indirirken daha büyük kriz çıkması lazımdı…
2001'deki operasyon da maalesef bugünkü iktidarı oluşturan kişiler MHP'nin içinde bulunduğu hükümetin dış ekonomik operasyona maruz kalmasını hükümet beceriksizliği olarak yorumladılar olayı anlamadılar veya anlamak istemediler ama sonuçta bu emperyalist oyuna geldiler. Ama MHP bugün öyle yapmıyor. Kendisinin içinde bulunduğu hükümete yapılanın şu anda AK Parti hükümetine yapıldığını görüyor, kendine yakışan milli duruşu her zamanki gibi gösteriyor ve hükümeti bu operasyonlara karşı yalnız bırakmıyor. Çünkü dış güçlere karşı Türk hükümetini yalnız bırakmak, Türkiye'yi yalnız bırakmaktır...
Piyasaların ani dalgalanma yaşadığı günlere bir bakın. Hepsi Türkiye'nin milli siyaseti ile ilgili kararlar sonrası gelişiyor. Birileri Türk siyasetine döviz sopasıyla ayar vermeye çalışıyor. Aynen son yaşadığımız olay gibi. Durup dururken gece yarısı döviz zıplıyor. Kayda değer ne oldu ki diye bakıyorsunuz. HDP'nin kapatılması meselesi... Yeni emperyalistler diyor ki, bak bir tanesinin vekilliğini düşürdünüz biz neler yaptık, hele bir de kapatın da görürsünüz gününüzü…
HDP'nin kapatılması çok ama çok geciken bir olaydır. Derhal kapatılmalıdır. Türkiye'ye hangi yaptırım yapılacaksa yapılsın, derhal kapatılsın. HDP’yi kapatma emperyalizme vurulmuş bir tokat olacağı bir kez daha anlaşılmıştır. Kahrolsun emperyalizm diyerek böğüren bazılarının HDP’nin yanında saf tutması da hayli ilginç bir durumu ortaya koyuyor. Bütün emperyalistlerden HDP’ye destek açıklaması gelirken kahrolsun emperyalizm diyen TİP’in genel başkanı, HDP sıralarına oturarak HDP’ye yani emperyalizme destek veriyor. Dünya’da ülkesine bu kadar düşman olan sol akımlar sadece Türkiye’de vardır. Bu kadar sahte antiemperyalist sadece Türkiye’de vardır.
Emin olun AK Parti yeniden açılıma başlasa, FETÖ’cüleri yaptılar bir hata bir daha yapmazlar diye onları dışarı çıkaracak düzenlemeler yapsa, Ege’deki Yunan şımarıklığına göz yumsa, Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz aramalarından vazgeçse, Libya ile yapılan anlaşmayı feshetse, Kıbrıs’ta milliyetçilere değil, teslimiyetçilere destek verse, Irak’ta, Suriye’de PKK ve türevlerini kovalamayı bıraksa, yerli silahmış mühimmatmış, uçakmış helikoptermiş, arabaymış… bunlardan hep vazgeçse vallahi de billahi de bu sıkıntıların hiçbirini çekmeyiz. AK Parti’nin iktidara gelişinden Gezi Olaylarına kadar ekonominin iyi olmasını, politikalardaki milli duruşun olmamasına borçluyuz. Ne zaman ki Erdoğan bu oyunlara uyandı, ülkeyi çökertene kadar emperyalizmin onu kollayacağına çöküş aşamasında da onu kenara atacağını anladı işte o zaman uyandı ve olması gereken milli politika eksenine girdi.
Maalesef bizdeki muhalefet yerli ve milli olmayışını tekrar gösteriyor. Biden’dan demokrasi dilenenlerden, ne işimiz var Afrin’de Libya’da diyenlerden ne beklenirdi ki… Muhalefet Amerikan başkanının ekonominizi mahvedeceğim tweetini görmeyecek kadar kör değil miydi ki ekonomideki bu depremin tüm suçunu hükümete atmaktan geri dursun…
Hadi CHP’lisini, İP’lisini anlıyorum da bu Cemal Enginyurt denilen şeye ne demeli? Dost sohbetlerinde adı geçince söylüyordum; oldum olası hiç sevmedim sevemediğim bir tip. MHP'de iken o kadar yoğun AK Parti ve özellikle Erdoğan savunması yapardı ki şaşırıp kalırdım bir AK Parti'li bu kadarını yapamaz diye. Hatta bazen kızardım bu kadarı da fazla diye. Tam kraldan kralcı biriydi, vıcık vıcıktı…
MHP’den sepetlenişine benim kadar sevinen var mıdır bilemem… Şimdi bu müptezel çok değil birkaç ay önce yaptığı yalakalıklar hiç yokmuş gibi davranıyor. “Bugün yüzde 15 fakir uyandık güne. Dış güçler ve Millet İttifakı kumpas ve komplo kurdu bize. CHP özellikle Bay Kemal, gece yarısı Merkez Bankası Başkanını görevden alarak ve gece boyu dolar komplosu kurarak tuzak hazırladı. Bay Kemal! Ne yaparsanız yapın başaramayacaksınız” diyerek aklınca ironi yapıyor. Türk siyaseti çok dönek, çok kaypak görmüştür, görecektir. Ama Cemal gibi hızlı döneni yoktur. Bir de o kadar kiloya rağmen…