Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, sağlıkta şiddetin önlenmesine yönelik yeni düzenlemelerin detaylarını anlattı.
Bakan Bekir Bozdağ atılacak yeni adımlar ve yasa değişikliklerine ilişkin sorulara da yanıt verdi.
"KANUNDA GÜVENCE VAR"
Bakan Bozdağ, ""Hekimler de hakimler gibi korunacak" dediniz, sağlıkta şiddetin önlenmesine yönelik yeni adımlar atılacağını belirttiniz. Bu konudaki paketin detayları nelerdir? Hekimler nasıl hakimler gibi korunacak?" sorusuna karşılık şunları söyledi:
"Biliyorsunuz hakimler, haklarımız ve hürriyetimiz hakkında karar veriyor. Hepimizin haklarının korunmasında, haklarımızı yasal yollardan almada, hürriyetimizin kısıtlanmasında ya da kısıtlanmamasında önemli rol oynuyor, adalet dağıtıyor, onun için de onların cesurca hak ve hakkaniyet ne ise ona göre karar vermeleri, her türlü baskıdan da karar verirken uzak olmaları gerekmektedir. O nedenle hakimlerle ilgili kanunda bir güvence var. Nedir o? Açılacak tazminat davalarının devlete karşı açılması ve devlet bu tazminatı ödedikten sonra eğer hakim görevini kötüye kullanmışsa bu da bir ceza davası sonucu sabit olursa o zaman rücu imkanı doğuyor. Bu rücuya da HSK karar veriyor.
"HEKİMLERİ DE HAKİMLER KADAR KORUYACAĞIZ"
Hekimler de bizim sağlığımız, yaşam hakkımız, hayatımızın her anının daha iyi geçmesi için hakimler gibi gerçekten önemli bir görevi ifa ediyorlar. O yüzden hekimlerimizin de hakimler gibi korunmaya ihtiyacı var. Bugün pek çok vatandaşımız hastaneye gidiyor, muayene oluyor, teşhis kararı veriliyor, tedaviler için kararlar veriliyor, ilaçlar kullanılıyor. Eğer hekimler bu kararları verirken, bu tedavileri uygularken tazminat davalarını düşünürse karar vermekte cesur davranamaz. Tedavilerde çekingen davranırlar ve dolayısıyla da pek çok vatandaşımızın bu çekingenlikten dolayı sağlığı riske edilebilir. Bugün Sağlık Bakanlığımızın verilerine göre riskli branşları TUS'ta tercih edenlerin oranı oldukça azaldı. Özellikle cerrahi gerektiren bölümler, cerrahlar, kalp ve damar ve diğer pek çok önemli branşlarda tercihlerin azaldığını görüyoruz. Bunun ana nedenlerinden bir tanesi de artan tazminat davalarıdır. Hekimlerin tazminat baskısı altında olmadan, kendinden emin ve güvenli bir şekilde karar vermeleri vatandaşımızın da menfaatinedir. Vatandaşımızın sağlığına erken kavuşmasına, tedavisinin sağlıklı yürütülmesine bu elbette büyük katkı verecektir.
"TAZMİNATI DEVLET ÖDEYECEK"
Hekimlere de hakimlerin güvencesinin aynısını getiriyoruz. Onlar da tıbbın gereklerine aykırı davrandıkları, bu suretle görevlerini kötüye kullandıkları sabit olursa o zaman onlara rücu etme veya etmemeye Sağlık Bakanlığı'nın bünyesinde oluşturulan kurul karar verecektir. Bu da son derece önemli. Hekimlerimiz açısından olduğu kadar tedavi için hastaneye müracaat eden her bir vatandaşımız için de önemlidir. Burada vatandaşlarımızın bir mağduriyeti de söz konusu olmayacak. Tazminatı gerektiren bir durum olursa bu tazminatı devlet vatandaşımıza ödeyecektir. Vatandaşımızın tazminat taleplerinin önüne bir engel koymuyoruz. Hekimleri bunun baskısından kurtarıp, rahat ve güven içerisinde, kendinden emin bir biçimde hastaya şifayı erken vakitte ulaştırması için bir güvence getiriyoruz.
"TARİHİ BİR ADIM ATIYORUZ"
Bu da tarihi bir adım. Hekimleri şiddete karşı korumak için daha önce düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemeler amaca hizmet etti ama gördük ki burada da bir takım aksaklıklar var. Bu aksaklıkları gidermek için biz esasında sağlıkla ilgili kanunda yer alan daha önce yaptığımız bir düzenlemeyi tutuklama nedeni var sayılan halleri içeren CMK'daki kataloğun içerisine alıyoruz. Gördük ki uygulamada hakimler ve savcılar bu kataloğa bakıyorlar, öbür tarafta zaman zaman ihmaller yaşanıyor. Bunu, buraya aktarmak suretiyle hekimlere karşı şiddet eylemine karışanlarla, şiddet uygulayanlarla ilgili daha etkin bir tedbir uygulamasının önünü açıyoruz. Böylelikle hekimlerle ilgili de son derece önemli bir düzenlemeyi hayata geçirmiş oluyoruz."