Siz hiç şehit cenazesine gittiniz mi?
İçinde şehit tabutlarının yan yana durduğu askeri bir uçak gördünüz mü hiç?
Peki, şehidimizin biri içeriden alınırken; diğerinin üzerindeki al bayrağın sanki götürmeyin kardeşimi, badimi, çavuşumu, komutanımı; ayırmayın bizi der gibi titrediğini….
Bu yaşananlar rüya olsa gerek diyerek, abisini omuzlarında taşıyan askerlere boş gözlerle bakan bir şehit kardeşi gördünüz mü?
Peki ya, oradaki askerlerin hepsini kendi evladı sanan annenin “işte oğlum yaşıyor demek için” göğsünde beklettiği sessiz çığlığı duydunuz mu?
Dünyaya geldiği gün, evladının vatana ve millete hayırlı olması için dua eden bir babanın duasının kabulüne; gözyaşları içinde şahit oldunuz mu hiç?
Hiçbir yakınlığı olmadığı halde, askeri uçağın kapısı açılırken nefesleri kesilip, şehitlerimizi gördüğünde hüngür hüngür ağlayan dağ gibi adamların hıçkırıklarını duyan oldu mu aranızda?
Ağır ağır gözlerinizin önünde ilerleyen al yıldızlı o yiğide doğru koşup, bunları göreceğime onun yerine ben yatmalıyım diye geçirdiğiniz oldu mu içinizden?
Yıllardır açıkta duran çatısı bir gecede örtünen, rüzgâr estikçe gururla dalgalanan sıvası eksik evler gördünüz mü hiç?
Görmediyseniz…
Allah geçinden versin, yakında bir şehit cenazesi olduğunu duyarsanız…
Gidin görün…
Sonra normal yaşantınıza dönebiliyorsanız dönün.”
Sakarya Kaynarca ilçemize nur katan şehitlerimize gelsin,
Cenk meydanında nice koç yiğit,
Din ve yurt için oldular şehit,
Ocağı tütsün, sönmesin ümit,
Şehidi mahzun etme Yarabbi!
Soyunu zebun etme Yarabbi!
Ziya Gökalp