Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Devlet Bahçeli, "Kim kiminle yürüyor açıkça görüyoruz. Dostumuzun da düşmanımızın da her an değişeceğinin nihayetinde devletler arasında bu çerçevede kalıcılık olmayacağının bilincindeyiz" dedi.
Eski Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya sert sözlerle yüklenen Bahçeli, "Bu ahmağın açıklaması, EOKA'cı bir ağızın hezeyanıdır. Ersin Tatar papağan değildir" ifadelerini kullandı.
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"NATO şemsiyesi altında birlikte oyalandığımız bu ülkelerin asıl gayesi Türkiye'nin boyun eğmesidir. PKK, YPG cinayet ve ihanet kuklasıdır. Kuklacılar ise perdenin arkasında toplanan emperyalist kumpasçılardır. Her elini sıkanla dost her canını sıkanlar dost olma. Bize dost diye seslenen ama postumuza saman doldurmak için fırsat kollayan mihrakları biliyoruz. Saf değiliz, şuursuz değiliz, bakar kör hiç değiliz. Kim kiminle yürüyor açıkça görüyoruz. Dostumuzun da düşmanımızın da her an değişeceğinin nihayetinde devletler arasında bu çerçevede kalıcılık olmayacağının bilincindeyiz. Bizim değişmeyen inancımız şudur; Türkün Türk'ten başka dostu yoktur."
KIBRIS AÇIKLAMASI
"Bir yanda kripto para vurgunuyla, gri pasaport rezaleti, kaybolan atlar, Karadeniz'deki ve Akdeniz'deki kamplaşma sıcak konulardır. 27-29 Nisan'da BM gözetiminde Cenevre'de yapılacak Kıbrıs Konferansı da milli bir konudur. Kıbrıs'ta bağımsız, eşit, egemen iki devletli çözümden başka bir yol kalmamıştır.
KKTC'nin bir önceki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Cenevre sürecini baltalamak için devreye girmesi, Ersin Tatar'ı eleştirmesi uyuyan komünist hücrelerin hayata geçtiğinin işaretidir. Bu ahmağın açıklaması, EOKA'cı bir ağızın hezeyanıdır. Ersin Tatar papağan değildir."
BIDEN'A TEPKİ
"Günümüz şartlarda tarih yalancı şahit olarak kullanılmakta, gerçekler ideolojik ve siyasi maksatlarla çarpıtılmaktadır. Bu ülkenin yol açacağı mahsurlar saymakla bitmeyecektir. Zamanlar arası muhtemel bir kopukluk, kırıklık çok ciddi badirelere, husumetlere davetiye çıkaracaktır.
Geleceğin yol haritası görmesini bilenler için tarihin vicdanlarında saklıdır. 23 Nisan günü milli egemenliğin taçlandığı günü idrak ediyorken, her 24 Nisan'da milletimizin taşa tutulduğu iftiraya maruz kalıyoruz. Karanlık geçmişlerinden utanmayan ülkelerin tarihin hiçbir devrinde olmamış, yaşanmamış soysuz propagandalarına maruz kalıyoruz.
ABD'nin yeni başkanı seçim kampanya döneminde Ermeni lobilerinin gözüne girmek için sözde soykırımı tanıyacağını duyurmuştur. Tarih cinayeti işleyerek bunu ispat etmiştir. Reagan'dan sonra soykırımdan bahseden bu şahıs olmuştur. Biden'ın yazılı açıklaması tarihe kara bir leke gibi düşmüş, Türkiye-ABD arasındaki diyalog köprülerini dinamitlemiştir. Biden baymış, bayat bir tat vermeye başlamıştır. Biden'ın sözde soykırım beyanı hükümsüzdür, yazılı açıklaması kağıt parçasından ibarettir.
Beyaz Saray'da Cumhur İttifakı'nı nasıl yıkarım, Türk tarihini nasıl karalarım diye hesap yapmayı bırak, Türkiye'ye soykırım iftirasını atacak son devlet siz değilsiniz. Gerçeklerle yüzleşmeniz sizi onurlandıracaktır. Dünya artık eski dünya değildir. Bize soykırım çamuru atan Biden ve zihniyeti; Vietnam'da, Hiroşima'da, Nagazaki'deki masumların hesabını versin. Irak'ta ve Afganistan'da Müslümanlara kast ettiklerini, kadınlara tecavüz ettikleri çocukları gömdüklerini kabul etsinler, sonra ahkam kessinler. Sizin gibilerin bu dünyada olması züldür, zillettir.
ABD Başkanı sözde soykırım suçlamasıyla müttefiklik hukukuna ağır bir hasar vermiştir. Dostluğun, stratejik ortaklığın yalan olduğunu ifade etmiştir. Yıllardır Türkiye üzerinde baskı ve dayatma aracına dönüşen 24 Nisan, 23 Nisan'ın bir gün sonrası ve sıradan bir gündür. Ne biliyorlarsa açıklasınlar, ellerinden ne geliyorsa yapsınlar. Biz yolumuzdan dönmeyeceğiz. Sevk ve İskan Kanunu'yla gurur duyacağız."