Uzun yıllardır ülkemiz, normal koşulların çok uzağındaki şartlar altında bulunmaktadır. Adeta bir var olma mücadelesi vermektedir.
Bu zor koşulların sebebi uzun bir geçmişe dayanmakla birlikte, taraflar ve olaylar tasnif edildiğinde anlaşılması daha kolaydır. Ancak günlük hayatın koşturmacası içinde vatandaşlarımız bu tasnifi yapması her zaman mümkün olamıyor.
Ne demek istediğimizi biraz açalım.
I.Dünya savaşı memleketinin işgal edilmesi ile milli mücadele için her şeyini seferber eden millet yeni bir devlet kurmuştur. Kurulan bu yeni devlet bir süre sonra dünyada baş gösteren kızıl emperyalizme karşı müttefik edinme zarureti hissetmiştir.
Bu sebeple uzun yıllar Batı ile uyum içinde olmaya gayret eden bir politikanın ilk temelleri atılmıştır.
Ancak komünizm tehlikesinden kaçarken bu sefer batının kendisinden başkasını düşünmeyen kapitalist baskısının altında kalınmıştır.
İktidarda kalabilmek uğruna batıyı daha fazla memnun edecek şekilde liberal politikalar izleme yarışına giren politikacılarımızın hataları, bugün yaşadığımız sorunların temelini teşkil etmektedir.
Adam Smith’in 1976 yılında ortaya attığı “bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler” ifadesini kendilerine şiar edinmiş bu politikacılarımız; Amerika’da Kızılderilileri yok eden, Afrika’da zencileri silah zoruyla topraklarından kopararak yıllarca köle olarak çalıştıran, bunlarla yetinmeyerek birçok ülkeyi istila ederek sömürge haline getiren, gözü dönmüş bu kara emperyalistlerin dünya mazlumları üzerine bina ettikleri büyük ekonomilerini ayakta tutabilmek için Türkiye’yi gerçek bir müttefik olarak görmeyeceklerini atlamışlardır.
Ancak hakiki bir iman ve binlerce yıllık tarihi geçmişe dayanan, bazen derinlere kaçsa da milli şuuru eninde sonunda ortaya çıkan Türk milletinin bu hesapları bozacağı aşikardır.
Nitekim 7 Haziran seçimlerinde millet kara-kızıl her türlü emperyalizme karşıyız diyen Türk milliyetçilerine destek vererek iktidarı yerinden oynatmıştır.
Özellikte dinler arası diyalog ile dünya Müslümanlığının başına geçirilmek istenen külah ve açılım üzerinden kurulması planlanan Kürt devleti hesapları, milletin akıl ve vicdan duvarlarına çarparak son bulmuştur.
Aynı millet 15 Temmuz girişimine set çekerek devlet yönetimindeki milli uyanışın devamı için çekinmeden bireylerini feda etmiştir.
Arap Baharı ile İslam ülkelerini sıradan geçiren kara emperyalistler, Türkiye’de oyunlarının bozulduğunu görünce kendi hegemonyalarını tarihin çöplüğüne atacak, bunun yerine sadece milletin kendi iradesiyle verdiği oyun direk yönetim kadrolarına yansımasıyla seçilecek, sonrasında da milletin değerlerine sahip çıkarak onu hür ve tok kılacak bir yönetim anlayışını icra ettirmek mecburiyetini ortaya koyacak Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine engel olmaya çalışmışlar ama başaramamışlardır.
Bu yeni yönetim sistemi hep dile getirdiğimiz Türk asrının anahtarıdır. Anahtar çevrilmiş kilit açılmıştır.
Yönetim sistemi değişikliği öyle beklenmedik bir zamanda öyle bir kişi tarafından dile getirilerek, süreç bunun üzerine devam edip başarıya ulaştı ki, dünyada ne kadar üzerimize plan kuran varsa şaşıp kalmışlardır.
Şimdi aynı durum erken seçim içinde geçerlidir.
Hükümetin erken seçim gündemimizde yok, hatta tarihimizde yok ve felsefemize uygun değil açıklamalarını yaptığı, ekonominin iyiye gitmesi için yeni teşvik paketlerinin açıklandığı bir dönemde yapılan erken seçim çağrısı, biz 1,5 yıla bu ülkeyi her türlü karıştırırız, ortada ne cumhur kalır ne ittifak ne milli devlet ne zengin millet ülküsü kalır diyenlerin oyununu bozmuştur.
Bu çağrıya herekes gibi hükümette hazırlıksız yakalanmış ancak yapılan tespitlere hak vermiş ve erken seçim kararı alınmıştır.
Şimdi artık “Millet Aklı” olan Cumhur İttifakı’nı yenmenin bir yolu kalmıştır o da seçim sandığıdır.
Bunu nasıl yapabileceklerini düşünen yerli yabancı bütün odaklar milletin aklını karıştırarak aradan sıyıracakları bir aday bulmanın hesabındadırlar.
Türkiye’de asla bir araya gelmez denilen devrimbazlar; halklara özgürlük diyerek milli bünyeyi tahrip edenler; PKK’nın siyasi temsilcileri; PKK ve bağlantılarına sürekli ziyaret ve taziyeden kendini alamayanlar; İslam, millet gerçeğini inkar ediyormuşçasına sürekli Türk milletine ve Türk milliyetçiliğine düşmanlık eden siyasal İslamcılar bir araya gelmiş hepsi bir hesap için uğraşmaktadırlar.
O hesap Türk ve İslam kelimelerinin bir araya gelmesine engel olmaktır.
Millet Aklı bu kurulan oyunları bozacak, kilidi açılan kapıdan içeri girecek ve Türk asrını inşallah başlatacaktır.
TÜRK VE İSLAM KELİMELERİNİN BİR ARAYA GELMESİNİ İSTEMEYENLER
- 29 Nisan 2018, 23:28
- 13