YİNE ŞAŞMIŞ SEROK AHMET BEY...

Bizim Serok Ahmet abi lütfetmiş, Devlet babaya sözüm ona ince dille hicvetmiş.(Bizim ve Abi kısmını dikkate almayın, esnaf ağzı benimkisi)

Ya Kemal abiyi bile öyle böyle içime sindiriyorum; Devlet Bey kendisini her ne kadar küçük çocuk gibi sürekli fırçalasa da, vakti saati gelince kritik noktalarda, o fırçaların da tesiriyle memleket menfaatleri doğrultusunda patlamaya hazır bir yerli ve millilik kendisinde seziyorum ama bu ve benzerlerine ben de hiç tahammül edemiyorum be yaaa…

Arkadaşlar çok tehlikeli karakterler bunlar, öyle böyle değil. Hatta yanlış anlaşılmaya meyil vermemek adına karakteri de bir kenara koyalım, o kısmı da figür olarak dolduralım çünkü öz tarifiyle katışıksız figüran bunlar. Karakter biraz ağır kaçar.

Şimdi tane tane ele alalım Ahmet beyin dertlerini ve teker teker cevaplayalım gamını kederini...

1- "Sayın Bahçeli bu sabah sizi dinledim. Asık suratla çatık kaşlarla herkese yüklendiniz durdunuz… Tabii yine en büyük nasibi biz aldık..." diye başlıyor sözlerine Serok Ahmet Bey…

Buna uzun uzadıya cevap vermeye gerek yok. Adam hainin aymazını, safını, alığını konunun ehemmiyeti ölçüsünde bir şekilde görmezden gelebiliyor ama bilinçli misyonere eskiden beri tahammül edemiyor, hepsi bu.

2- "Muhalefet partisindeki yakın temaslar sizi çok rahatsız etmiş. Gerilim siyasetinden medet umanlar bu temaslardan rahatsız olur. Demokratik ülkelerde demokratik bilinci olanlar arasında temas ne kadar artarsa topluma rahatlık gelir, huzur gelir. Sayın Bahçeli rahatsız olmuş olabilirsiniz. Ama size kötü bir haber vereyim, sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz. Biz farklılıklarını konuşturabilen bir siyasi iklim oluşturacağız...” demiş sözüm ona Yörük Ahmet Bey…

Teröristle siyaseti germeyelim de asli görevlisi olduğunuz BOP planınızın ana unsuru gevşetilmiş siyasetle tekrardan çözüme, çözülmeye, sonuç olarak hendek savaşlarına mı gidelim!!!

And içtik, Ayyıldız üzerine vazgeçilmez yemin ettik; göreviniz gereği bilinç altınızda yatan o farklılıkları konuşabileceğiniz bir siyasi iklim oluşturmayacağız.

3- "Bu konuşmanızda cumhur ittifakının çok berrak, muhalefetin ise çok bulanık olduğunu söylüyorsunuz. 9 Kasım 2021'de aynen şöyle demiştiniz: "Biz muhalefetiz, demokratik muhalefet işlevi görüyoruz." demiştiniz. Atasözleri ile cevap vereyim, buna 'deve kuşu misali' derler. Deve kuşuna 'koş' demişler, 'ben kuşum koşamam' demiş. 'Uç' demişler, 'ben deveyim uçamam' demiş. Siz de iktidar nimetlerinden istifade etmek istediğinizde hükümet ortağısınız, eleştiriye geldiğinizde muhalefetsiniz. Buna akıllı siyaset denmez, kurnaz siyaset denir ve bu millet kurnaz siyasetçilerden hiç hoşlanmaz." demiş sözüm ona Dadaş Ahmet Bey…

Devlet bey, her konuşmasında ve hükümetin her olumlu hamlesinde “Hükümetimizin kayıtsız şartsız destekçisiyiz. Devletimizin yanındayız.” diyor. Adam, üç yıl öncesinden “2023 de bizim adayımız sayın Erdoğan’dır.” dedi. Bu kadar net bir tabloda bulanıklığı nasıl gördün! Kimi hangi sorumluluktan kaçırdın! Neden böyle şaşırdın! Hangi iktidar nimetini bize payladın! Neyi nerenden anladın!

Gözlük numaran değişmiş olmasın, bir muayene ol istersen sözüm ona Gakkoş Ahmet Bey.

4- Kafasına göre ekonomiden de vurmuş.. “Bu ağır ekonomik faturanın altında MHP’de kalacak.” demiş... “İktidar ortağı ne de olsa.” demiş sözüm ona Ede Ahmet Bey.

Senin ve partizan öbür parlak oğlanın ve AKP’nin en popüler döneminde emperyal güdümle, hükümetin iç işlerinden dış işlerine, eğitimden ekonomiye en baş köşeleri tutup, en kritik icraatların tek eli olup  memleketin bu hale gelmesinin temel yapı taşlarını ince ince döşeyen ve sonra Erdoğan’ın 15 Temmuz sonrası milli yörüngeye girmesiyle, parti içerisinde etkinliği azalıp, dışarıdan aldığı asli görevlerini icra edemeyen ve bunu da “AKP MHP’lileşti.” diye niteleyerek saf değiştiren ve bu kasıtlı ve uzun soluklu yıkımın faturasını kafasına göre öteye beriye kesmeye çalışan tümünüzün bu hallerini gördükçe hep rahmetli Kemal Sunal’ın Şark bülbülü filmindeki bul karayı al parayı sahnesi geliyor aklıma…

“Bunda...”

“Yok onda değil bunda...”

“Yok yok bunda...”

“Sen beni dinle, bunda...”

En sonunda kutu boş çıkınca;

“Sen bu işi bilmiyorsun...” :))))

Vay beee! Yerse pazarı. Yap yap, tıkanınca karşı safa geç geniş geniş at!!!

Şimdi öyle oldu dimi. Sizi gidi tatlı su kurnazları sizi... Siyasi kurnazlık demişsin ya ve bu millet onu sevmez demişsin ya… Hah işte şimdi sen de doğruyu konuştun... Sizin de son derece farkında olduğunuz gibi millet sizi hiç sevmiyor. Halkın içerisine çıktığınız zaman sokaklarda görüyoruz acınası hallerinizi. İhtiyarı, genci, kadını, erkeği hakaret ediyor sizlere lakin Türk milleti edeplidir, ki “Bir gün bu davaya ihanet edersem yüzüme tükürün” talebinize ar edip karşılık vermiyor.

5- Süleyman Şah Türbesi'nin cevabı da üstteki maddeden çıkar sözüm ona Boşnak Ahmet Bey…

6- Apo ve avukatları demiş… Osman Öcalan TRT demiş… sözüm ona Tatar Ahmet Bey…

Bu husus başlı başına bir yazı konusudur. Birkaç paragrafa sığmaz. Kendileri maksadı çok iyi bilir, onun için şimdilik onun anlayacağı şekilde yüzeysel geçelim, eğer icap ederse ince yazarız.

Altında, kendilerinin memuru olduğu şeytan aklı tarafından şaibeli İstanbul seçimleri akabinde Tayyip beye yapılan şantaj yatar. Dön fabrika ayarlarına, al İstanbul’u dediler... Bunun için ortağından kurtulman gerekiyorsa, biz onu taciz ederiz, tabanını tahrik ederiz, tepesi elbet tabandan gelecek çağrıya kulak verecektir dediler. Arzuladıkları gibi taban tahrik oldu lakin Devlet yemez bu numaraları. “Görüşsün” dedi ya… “Bir mahsuru yok, her terörist avukatıyla görüşebilir…” dedi, yumuşaktan geçiştirdi.

Yemez yeğen yemez. Öyle Devlet olmak kolay değildir… Binlerce yıllık birikim ister. Anladın dimi sözüm ona Uygur Ahmet Bey…

7- “Gelecek'ten umutlu olun.” demiş özün özü ajan Ahmet Bey…

Her daim evelAllah…

İçeriden ve dışarıdan tüm satılmışlıklara rağmen Türk Devleti ilelebet payidar kalacaktır, bunu da kafanın derinliklerine sok hepi topu Şaşan Ahmet Bey…

Allah Türk’ü yüceltsin, korusun…

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.