Bu soruya geçmeden önce Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini 9 maddede kısaca açıklamak zorundayım.
1) Yeni Sistemde koalisyonlar devri kapanıyor, ittifaklar ön plana çıkıyor. Örneğin mevcut sistemde seçim öncesi birbirine hakaret eden partiler seçim sonrası sonuçlara bakıp hiçbir şey olmamış gibi koalisyona oturabiliyorlardı. Bu ahlaki bir durum değildi. Şimdi ise seçim öncesi ittifak durumu olduğu için siyasi manada daha ahlaki bir durum ortaya koyulmuş oluyor.
2) Yeni sistem çift başlılığı da bitiriyor. Mevcut Sistemdeki Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında yaşanan ve ülkeyi kaoslara sürükleyen o çift başlılık artık olmayacak.
3) Yeni sistemde Bakanlar meclis dışında belirlenecek ve yasama faaliyetlerine katılamayacak dolayısıyla mevcut sistemde iç içe olan yasama ve yürütme birbirinden ayrılmış olacak.
4) Hakimler Savcılar Kurulu’nu oluşturan 13 üyeden 4’ünü Cumhurbaşkanı atıyor. 7’sini ise mevcut sistemdeki gibi bürokratlar değil milletin vekilleri seçiyor.
5) Mevcut Sistemde pratikte Cumhurbaşkanının yargılanması mümkün değilken Yeni sistemde Cumhurbaşkanına her türlü suçtan yargı yolu açılıyor. TBMM’deki 600 vekilin 360’ının oyuyla Cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açılabilirken, 400 vekilin oyuyla Cumhurbaşkanı Yüce Divan’da yargılanabiliyor.
6) Yeni Sistemde Cumhurbaşkanının seçimleri yenileme yetkisi var ancak buna karar verirse Cumhurbaşkanlığı seçimi de yenilenmek zorunda. Dolayısıyla en fazla iki kez olan Cumhurbaşkanı seçilebilme hakkının birinden feragat etmiş oluyor. Ayrıca Meclis de 360 vekilin oyuyla seçimi yenilebiliyor. Her iki durumda da iki seçim birden yapılmak zorunda kalıyor.
7) Mevcut Sistemdeki Kanun Hükmünde Kararnameler yeni sistemle tarihe karışıyor. Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri geliyor ancak bu kararnameler kanun hükmünde değil. Yani Cumhurbaşkanının kararnamesini beğenmeyen meclis bir kanun çıkarıp Cumhurbaşkanının kararnamesini geçersiz kılabiliyor. Mevcut olan bir kanun hakkında da cumhurbaşkanı kararname çıkaramıyor. Meclis güçlenmiş oluyor.
8) Yeni Sistemde Cumhurbaşkanını Anayasa Mahkemesi’ne seçtiği üye sayısı iki azalıyor. Üstelik Cumhurbaşkanının üyeleri doğrudan değil, yetkili kurumların kendilerine verdikleri liste arasından seçerek atayabiliyor.
9) Yeni Sistemde Cumhurbaşkanının ilan edeceği OHAL meclis onayından geçmek zorunda. OHAL’i kaldırabilme ve süresine uzatıp kısaltabilme yetkisi Mecliste olacak.
Şimdi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni oyladığımız referandumda yeni sisteme karşı çıkanların neler dediklerini hatırlayalım. “Tek adam rejimi geliyor. Meclis’in hiçbir fonksiyonu kalmıyor.” Yukarıdaki maddelerde anlatmaya çalıştığım ise bu yaygaranın tam tersi. Cumhurbaşkanı’nın yetkileri mevcut sisteme göre törpüleniyor, Meclis ise çok daha güçlü bir yapıya sahip oluyor ama tabi buna inanmıyorlar çünkü Erdoğan’ın böyle bir şeye evet demesinin mümkün olmadığı gözüyle bakıyorlar ama bir gerçek var Erdoğan bu sisteme evet dedi. İşte Recep Tayyip Erdoğan’a kendi yetkilerini kısıtlayan bu sisteme evet dediği için bile oy verilebilir. Bu Erdoğan’a oy vermek için 1. Sebep.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğu için örneklemeye onun üzerinden devam edelim. Mevcut Sistemde Erdoğan’ı ülkenin başına geçirmek isteyen seçmen, AK Parti’ye oy vermek zorundaydı ama Yeni Sistemde böyle bir zorunluluk yok. Mevcut Sistemde siz de ben de çok görmüşüzdür “Ya tamam Ak Parti milletvekili listesi çok kötü ama Tayyip’i başbakan yapak için mecbur oy vereceğiz, napalım?” diyenleri. Artık bu sorun da ortadan kalktı. Eğer vatandaş Erdoğan’ı seviyor, Ak Parti’nin vekil adaylarını beğenmiyorsa, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’a, milletvekili seçiminde başka bir partiye oy verebiliyor. Tıpkı Belediye Başkanı seçiminde başka bir partiye Belediye Meclis Üyesi seçiminde başka bir partiye oy verir gibi. Erdoğan’ı seven seçmenin milletvekili seçiminde Ak Parti dışında başka bir partiye oy vermesi Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasına da bir engel teşkil etmiyor. Erdoğan’ın şahsi oyunun, partisinin oyunun üstünde olduğunu hepimiz biliyoruz. Yeni sistemle partisinin oylarının azalacağı da aşikar. Yani Recep Tayyip Erdoğan, mecliste partisinin vekil sayısını azaltabilecek ve dolayısıyla kendi işlerini zorlaştırabilecek bir meclisin oluşmasına vesile olabilecek yeni sistemi kabul etme büyüklüğünü göstermiş. Bu da Erdoğan’a oy vermek için 2. Sebep.
Kim ne derse desin benim 15 Temmuz öncesi yaptıklarıyla tanıdığım Recep Tayyip Erdoğan’ın 15 Temmuz akşamı korkudan bu ülkeden kaçması lazımdı ama kaçmadı, saklanmadı üstelik televizyona çıkarak Devlet Bahçeli gibi darbe girişiminin seyrini değiştirenlerden biri oldu. 15 Temmuz 2016 öncesine kadar Erdoğan bu ülkeyi 14 sene yönetmiş. Bu 14 senede tek bir doğru işe imza atmamış olsa bile 15 Temmuz akşamı ülkenin işgaline karşı direnmesi, ülkesini emperyalizme karşı savunması ve ülkeyi onlarca yıl geriye götürecek ve dünya liginde küme düşürecek darbe girişimini bertaraf etmede etkili olması bile Erdoğan’a son bir kez bile olsa şans vermek için yeterli bir sebeptir diyorum. Bu da 3. Sebep oldu.
BİR SONRAKİ YAZIM: “BAHÇELİ’YE OY VERMEK İÇİN ÇOK SEBEP VAR”
ERDOĞAN'A OY VERMEK İÇİN ÜÇ SEBEP
Paylaş