Seçim yaklaşıyor, saflar ve kararlar netleşiyor. Netleşmeyen tek şey adaylar. Cumhur İttifakı’nda sıkıntı yok. ADAY BELLİ, KARAR NET… Ancak seçim bu kadar yaklaşmışken 6’lı masada aday veya adaylar belli değil hatta aday veya adayları konuşmak için daha karar bile alınmış değil. Son seçimden bu yana erken seçim diye her gün yırtınan muhalefet, seçim kapıya dayanmışken bile daha aday konuşamıyor. Çünkü sadece şahsi çıkar üzerine kurulmuş masanın bu sebepten dolayı dağılması çok normal bir gelişme olacak. Erken seçim diye yeri göğü inleten 6’lı masa, aday belirleyememe sıkıntısı yüzünden seçimi biraz erteleyelim derse ona da şaşırmayacağız. Çünkü %1 oyu bile olmayan kişilerin cumhurbaşkanı adaylığı için hayal kurduğu bir yerden hayır gelmeyeceği açıktır. 6’lı masaya herkes bir aday yakıştırıyor ama masanın tamamından hiçbir adaya tam destek çıkmıyor.
6’lı masanın en büyük destekçisi ABD ve Batılı güçlerdir. Herkes biliyor ki bu güçlerin amacı Erdoğan’ı devirmektir. ABD’nin bir önceki başkanı Trump’ın Türkiye’nin ekonomisini mahvedeceğiz diye attığı tweet ve yaptığı ekonomik taarruz da, ABD’nin yeni başkanı Biden’ın Erdoğan’ı devirmek için Türkiye’deki muhalefeti destekleyeceğiz diye açık açık söylemesi de bu minvaldedir. Bu noktada aday belirleyemeyen 6’lı masaya tavsiyemiz aday bulamıyorlarsa Trump’ı aday olarak ithal etmeleridir. Nasılsa adayları yerli ve milli olmayacak, kim olduğu fark etmez. Üstelik bir süper gücü yönetmek gibi tecrübesi de var…
Adaylık yarışı kızışırken Akşener’den atak üstüne atak izliyoruz. HDP-PKK nezdinde teveccühü daha güçlü olan Kılıçdaroğlu’ndan rol kapma çalışmalarına hız verdi. Terör örgütünün yöneticilerinin de ‘Yeter ki Erdoğan-Bahçeli faşizmini devirin, AKP-MHP İttifakı’nı yok edin’ diye söyleyip kimin cumhurbaşkanı olmasını önemsememesi de Akşener’i gaza getiriyor.
Durum böyleyken Akşener gözünü HDP oylarına dikiyor. Bölücü mihraklardan destek bekliyor. Bu sebeple Akşener, 21.01.2023 tarihinde yapılan partisinin Diyarbakır İl Kongresi’nde "Mesele silahlara veda ve kan dökmeye de tövbe etmekse biz varız” dedi.
Cümleyi biraz yorumlayalım. Biz varız dediğine göre olayın içinde olması gerekmez mi? Olayın içinde değilse olaya dahil olacak demektir. Peki ne olacak da olaya dahil olacak Akşener? Bahsettiği terör olayı Türk Devleti ve terör örgütü arasında olduğuna göre kendisi de terör örgütü mensubu olamayacağına göre devlet adına konuşuyor. Yani olur da devletin başına gelirsem terör örgütü silah bırakırsa ben de devlete silah bıraktıracağım diyor. Böylece Akşener, Türk Devleti’ni, terör örgütüne eşitleyerek küçük düşürüyor. Devletin silah bıraktığı nerede görülmüş? Nerede duyulmuş? Terör örgütü hariç bunu dile getiren yokken bu saçma sapan cümle nasıl kurulur? Türk Milleti’nin bunu iyi düşünmesi lazım.
Akşener, ayrıca tövbe de edeceğiz diyor. Yani devlet artık terörist öldürmeyeceğim öldürdüklerim için de tövbe edeceğim diyecekmiş. Oldu olacak teröristlere anıt da dik Akşener, kahvaltıya çağırdığın Demirtaş’ı da dışarı çıkar, kahvaltı sonrası Demirtaş’ın hayalini gerçekleştir, bebek katilinin de heykelini dik... Silah bırakması gereken de tövbe etmesi gereken de Türk Devleti değil, hain terör örgütüdür... Oy alacağın diye bu kadar yaltaklanmak da artık mide bulandırıcı hale geldi. Akşener’in bu cümleleri buram buram AÇILIM kokuyor. Emperyalist güçlere göreve gelirsem ben de açılım yapacağım diyerek destek için göz kırpıyor.
Akşener Diyarbakır’da eline bölücülük davulunu almış tokmaklamaya devam ediyor. Ve “Bugün artık ülkemizde Türk Kürt yok, Sünni Alevi yok, sağcı solcu yok. Bugün artık Türkiye’de AK Partililer ve diğerleri var” diyor. Akşener, geçmişte mensubu bulunduğu MHP’nin Ülkücülüğünden hiç mi nasibini almamış. Ülkücülük adına bir şey öğreneceğin zaman hep mi dersten kaçtın? Devlet Bey’in grup konuşmalarını nerenle dinledin? Hadi Sünni Alevi Sağcı Solcu yok demeni anladık. Bunlar birbirine kategorik olarak eşitleyebilecek kelimeler. Sünni değilsen Alevisin denebilir ya da Sağcı değilsen Solcusun denebilir. Ama Kürt değilsen Türk’sün denebilir mi ya da Türk değilsen Kürt’sün denebilir mi? Sen nasıl bu ülkenin tüm vatandaşlarının ortak ve üst kimliği olan Türk’ü, etnik kimlik kategorisine indirirsin? Evet bu ülkede Kürt de vardır, Laz da vardır, Çerkes de vardır ve bunlar Türk Milleti kavramının alt kimlikleridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına, Türk Milleti denir" dediğini ya da anayasamızın 66. maddesinde Türk Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür" yazdığını hiç görmedin ya da görmezlikten mi geldin? Akşener, Türkiye’de AK Partililer var ve diğerleri var diyerekten de HDP ile kendisini de aynı kefeye koyarak beraberiz mesajını yine subliminal olarak veriyor.
Akşener Diyarbakır’da yediği haltlardan hiç ders almamış, partisinin içinden azıcık içinde Ülkücülük kırıntısı olan biri de uyarmamış ki Sözcü’den Deniz Zeyrek’e verdiği röportajında “MHP'deyken ve Meclis Başkanvekiliyken HDP'ye benden başka kimse söz vermezdi.” demiş ve HDP yalakalığına devam etmiş. Siz bunlara tesadüf mü diyorsunuz? Kesinlikle değil; yaklaşan seçimde olur da Cumhurbaşkanı olurum diye Kılıçdaroğlu kadar arasının iyi olmadığı HDP-PKK’ya zeytin dalı bunlar…
Akşener’in bölücü ağızları ilk değil ki çok var bu tür sabıkaları. El altından bölücü zihniyete zeytin dalı uzatıyordu hep. 6’lı masanın altındaki HDP’lilerle çaktırmadan el ele.
HDP oylarıyla İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerde belediye başkanlarını seçen Akşener ve partisi değil miydi? Seçilir seçilmez HDP’li belediyelere atanan kayyumlara tepki olarak görevden alınan belediye başkanlarına kucaklaşmaya giden, HDP’nin eş başkanıyla fidan diken, her durumda HDP’ye duyduğu sevgiyi gösteren, işe aldıkları kişiler sanki Kandil’den atanıyormuş gibi PKK’lı çıkan İmamoğlu’na destek için Saraçhane’ye koşan da Akşener’dir. İmamoğlu’nun kendi partisinin genel başkanından daha çok İmamoğlucu olan Akşener bunları boşuna yapmıyor.
Şaşırmıyoruz çünkü Ülkücüyüm demesine rağmen hala İP’te olan kişiler, Selahattin Demirtaş’la kahvaltı masası kurmaya onu evde ağırlamaya hazır olan Akşener’e, Selahattin Demirtaş’ın hukuksuz bir şekilde içeride olduğunu iddia eden ve özgür kalması gerektiğiniz söyleyen Akşener’e, HDP’yi Kürt siyasi hareketi olarak gören Akşener’e hiçbir şey diyemediler.
Görülüğü gibi Akşener, her bölücü salataya marul olmaya devam ediyor.
Kendine Ülkücüyüm Milliyetçiyim diye tanımlayıp, gaflet uykusuna dalan İP’tekiler, UYANIN!
NOT: Bu yazıyı okuyan ve kendini savunmak durumunda kalan İPçiler hemen zamanında Erdoğan açılım yaptı, yok megri megri yok Habur vs. diyecektir. Dünün yanlışı dünde kaldı bugün mücadele eden bir Erdoğan var. Kaldı ki bugün bir yanlış yapsa dahi biz Erdoğan’ı destekliyoruz ama partimizin lideri değil sonuçta. Siz benim liderime bakın, kendi liderinizle kıyaslayın. Sizin liderinizin kurduğu bu bölücü cümleleri ya da yaptığı bölücü davranışları benim liderim yapar mı siz ona bakın. Bugün HDP ile yan yana yürüyen, beraber belediye seçiminde aynı adayları destekleyen, Terörist Demirtaş’a özgürlük isteyen kim siz ona bakın…