Son zamanlarda ev sahibi saldırıları ve uygulanan psikolojik şiddetleri fazlasıyla duyuyorum. Evden çıkması için sözlü taciz uygulanan kiracılar, baskılara dayanamayıp çıktıkları evlerin üç, dört kat fazlası kira ödemeye mahkum bırakılıyor.
Asgari ücret açıklanmadan iki, üç gün öncesinde arkadaşım evden ayrılmak istediğini ev sahibine söylüyor; tabi bu konuşma, arkadaşımın karşı tarafı mağdur ediyorum sancısıyla kıvrandığı bir konuşma olduğu için ‘kusura bakmayın, özür dilerim’ gibi cümleler havada uçuşuyor .
Ev sahibi, ‘ne kusuru hanımefendi herkes fiyatları arttırıyordu bende ne yapacağım diye düşünüyordum o yüzden bu habere çok sevindim’ diyor.
Bizim arkadaş, afallıyor tabi. Daha sonrasında bir tanıdığına evi tavsiye ediyor. Arkadaşımın çıktığı iki oda bir salon iki bin tl kira ödenen ev, yeni kiracıya 9.000₺’ye kiralanıyor.
Değer mi? Değmez!
Ekonomik kriz, biraz da bu durumu kullananların suçu.
Mağdur edilenlere karşı sefil niyetlerin tavrı, işaret parmakları havada; tabiri caizse yargı dağıtmak oluyor.
Aman dikkat! Allah'ın sevdiğim telkinidir: Akletmez misiniz?
Zira; kalkan parmak kırılır, hüküm Allah'ındır.
Bu durumu mahkemeye taşıyabilirsiniz. Fakat dünyanın çivisi çıkmış; terazisinde hangi adaleti murad edebilirsiniz bilemiyorum
Dünya kendini kirletmiyor; bencil, fırsatçı, düşüncesiz insanlar yüzünden zift karası oluyor gökyüzü.
Dikkat ettiniz mi? Malı, mülkü olan, yağın fiyatını daha çok konuşuyor. Söyleyince de ‘biz alamayanı düşünüyoruz da ses çıkarıyoruz’ diyorlar. Alamayana aldın mı? Yıkık dökük evini en azından normal bir fiyata kiralayarak aynı hassasiyeti gösterdin mi, diye sorarlar adama.
Verdiğim örnek gibi daha nice yaşanmışlıklar var.
Asgari ücret zammından sonra kan emici sıfatını üzerine altın kemer gibi takan insanlardan Allah hepimizi korusun.
Hasılı kelam; yaşattığını yaşamadan ölmesin insan. Allah, iyilerle karşılaştırsın.